el-MUKİT
Her yaratılmışın azığını ve gıdasını tayin eden, azıkları beden ve kalblere gönderen….
Bu mânaya göre Mukît, Rezzak mânasınadır. Yalnız Mukît, Rezzâk’tan daha hususîdir. Rezzak, azık olanı da olmayanı da içine alır.
[Devamını oku…]Görünmeyen Dünyanın Görünen Bağlantısı
el-MUKİT
Her yaratılmışın azığını ve gıdasını tayin eden, azıkları beden ve kalblere gönderen….
Bu mânaya göre Mukît, Rezzak mânasınadır. Yalnız Mukît, Rezzâk’tan daha hususîdir. Rezzak, azık olanı da olmayanı da içine alır.
[Devamını oku…]Bir ara, Sav medresesinde çalışma yapıyorduk. Bir akşam Hafız Bekir adında bir ağabeyimiz beni aradı, dedi ki; yanımda, Allah’ın varlığına inanmayan öğretmen bir yeğenim var. Açık sözlüdür ve diyor ki; “Cenab-ı Hakk’ın varlığını ispat ederseniz kabul ederim”. Bu ağabeyimiz, benim onunla görüşmemi arzu etti. Ben de “Tamam” dedim. Akşam saat dokuzda Süleyman Semiz Ağabeylerin evinde buluştuk. Ona karşı içten gelen bir şefkat ve merhamet ile şu gelecek manada kendileriyle münazaraya başladık.
“Mümin, yeşil ekine benzer. Rüzgârla eğilir (fakat yıkılmaz). Rüzgâr sakinleştiğinde yine doğrulur. İşte mümin de böyledir; o da bela ve musibetler sebebiyle eğilir (fakat yıkılmaz). Kâfir ise sert ve dimdik selvi ağacına benzer ki Allah onu dilediği zaman (bir defada) söküp devirir.” Hadîs-i Şerîf (Buhârî, Tevhîd, 31)
Şirinevler Mah., Mareşal Fevzi Çakmak Cad, İncesu Sokak No:2-4 Kat 2 Daire 12, Bahçelievler, İstanbul