Çevremizdeki her bir varlık harikulade birer kudret mucizesi olduğu halde, çoğu zaman ülfet (alışılmışlık) sebebiyle, üzerinde dikkatlice düşünüp ehemmiyet veremiyoruz. Bu halimiz ile aslında büyük bir ilim ve hikmet hazinesinden mahrum kalıyoruz. İşte tam bu noktada Kur’ân, büyük bir hazineyi bizlere keşfettiriyor. Birçok ayetiyle varlıkların üstündeki sıradanlık ve ülfet perdesini keskin beyanatıyla yırtıyor. Bizim için artık sıradan olmuş ve neredeyse her gün defalarca karşılaştığımız birçok varlığı tefekkürümüze sunarak üzerinde düşünmeye sevk ediyor. Her şeyde Rabbimizi gösterecek, O’nun varlığını ve vahdetini bildirecek pencereler açıyor.
Orucun hikmetleri ve adabı
Gelişi ile müşerref ve mesrur olacağımız Ramazan ayı, adeta on bir ayın sultanı hükmünde olan; en kıymetli, en faziletli, en çok sevap kazandıran ve âhirete manevî mahsuller yetiştirmek için en bereketli bir zamandır.O kadar münbit bir zemindir ki her bir iyilik ve haseneye ya da her bir Kur’ân harfine sair vakitlerde on sevap yazılırken Ramazan’ın gündüz ve gecelerinde en az bire bin sevap verilmekte, hususen Kadir Gecesi olan yirmi yedinci gecesinde bire otuz bine kadar çıkmaktadır.
Kadir Gecesinin bin aydan yani 83 seneden daha hayırlı olduğunu bize Kur’ân bildirmektedir.(1) Ramazan ayını diğer aylardan bu derece üstün ve faziletli kılan, Rabbimizin ezelî kelâmı olan Kur’ân-ı Azim-üşşan’ın o ayda nazil olmasıdır. Kur’ân-ı Kerîm bize Ramazan ayını tarif ederken, “Ramazan ayı ki Kur’ân o ayda nazil olmuştur”(2) buyurmaktadır.
Tefsirlerin beyanına göre; Kur’ân-ı Muciz’ül Beyan, Ramazan ayının yirmi yedinci gecesi olan Kadir Gecesinde, dünya semasındaki Beyt-ül İzzet’e Cebrail (as) tarafından, toptan indirilerek Sefere adındaki meleklere yazdırılmıştır. Daha sonra oradan, peyderpey, ihtiyaca göre indirilmiştir. Birinci, toptan indirilişe inzal; sonraki âyet âyet inişlere de tenzil adı verilmektedir. Ayrıca Kur’ân âyetlerinin en çok nazil olduğu ay da Ramazan ayı olmuş ve her Ramazanda, Peygamber Efendimiz (sav) o zamana kadar nâzil olan âyetleri Cebrail (asm)’a arz ederek okumuş ve son Ramazan’da da tamamını iki defa arz etmiştir.Cenab-ı Hakk’ın Kelâm sıfatının en büyük tecellisi olan ve ism-i a’zamdan ve her ismin en azami mertebesinin tecellisi olarak gelen ve Âlemlerin Rabbi ismiyle konuştuğu yüce Kur’ân’ın, kâinatın ve âhiret âlemlerinin mukaddes bir haritası olmak, Rabbimizi bize tanıtan en büyük ve emsalsiz bir mârifetullah kitabı olmak, kainatın bütün gizli sırlarını açmak, eşref-i mahlukat olan insana iki cihan saadetinin yollarını göstermek ve İslâm dininin esaslarını beyan etmek gibi çok yüce ve çok seçkin sıfatları vardır.
Elbette böyle bir kelâmın nüzul zamanı olan Ramazan ayı da onunla şereflenmiş, diğer aylardan üstün bir mevki kazanarak Cenâb-ı Hak o ayı manevî bir bayram ilan etmiş, insanlara orucu emretmiş ve o ayda yapılan hayırlara bin kat sevap vermiştir. Mesela Ramazan boyunca bir Kur’ân hatimi okuyan kişi bin hatim yapmış gibi sevap kazanır. Acaba ömrü boyunca bin defa Kur’ân hatmetmeye kaç insan muvafık olabilir? Bu elbette, Kur’ân okumayı bilen hiçbir müslümanın kaçırmaması gereken en büyük ve en azametli bir kazançtır. [Devamını oku…]
Gafur ismi
el-GAFUR
Mağfireti çok…
Allah Teâlâ’nın mağfireti çoktur. Bir kulun kusuru ne kadar büyük ve çok olursa olsun onları örter, meydana çıkarıp da sâhibini rezîl etmez.
Kusurları insanların gözünden gizlediği gibi, melekût âlemi sâkinlerinin gözünden de gizler. İnsanların görmediği bâzı şeyleri melekût âlemi sâkinleri görürler. Gafûr ism-i şerîfi, kusurların onların gözünden de gizlenmesini ifade eder.
[Devamını oku…]- « Önceki Sayfa
- 1
- …
- 175
- 176
- 177
- 178
- 179
- …
- 336
- Sonraki Sayfa »