el-HAMİD
Ancak kendisine hamd ü senâ olunan, bütün varlığın diliyle biricik övülen, medhedilen.
Hamd; ihsan sâhibi büyüğü övmek, tâzim fikri ve teşekkür kasdiyle medh ü senâ etmektir.
Her mevcûd, hâl diliyle olsun, kâl diliyle olsun, Allah Teâlâ’yı tesbih ve takdîs etmektedir. Bütün hamd ü senâlar O’na mahsustur. Hamd ve şükürle kendisine tâzim ve ibâdet olunacak veliyy-i nimet ancak O’dur
Hamid yani mahmud; güzel sıfatlarla sıfatlanmış, güzel ve iyi övgüye müstehak, beğenilen efallerinden dolayı tazim ve hürmete layık manalarınadır.
Bu simin zikrine devam kötü ahlakın yok olmasına ve güzel ahlak sahibi olunmasına sebeb olur.
Her ki bu ismi bir kap içerisine yazar, üzerine su koyar ve sudan içerse, fuhuş, rezillik gibi kötü ahlakı zail olur, kaybolur.
Bu isim altmış iki defa yemeğe okunur ve kötü ahlak sahibi birine edirilirse o kötü ahlakı iyiye dönüşür.
Her kim Perşembe günü otuz ayn yazar, yazma esnasında ya mahmud ya kerim zikreder ve bunu üzerinde taşırsa, kendisine iman-ı kamil ve güzel ahlak ihsan edilir. Halk arasında salah bulur ve salahıyla meşhur olur.
Farz namazlarının ardından bu ismin zikrine devam edilirse, Allahu teala o kimsenin övgüsünü bütün mahlukatın kalbine atar. Süfli alemdekiler bile onu medh eder. Bütün hasidlerin dilleri bağlanır. Bu, Allahın salih kullarının zikridir.
Bir kimse, bu mübarek isme günlerden bir müddet her farz namazın arkasından üzerine vaki olan adetle 62 defa zikrine devam ederse, Allah Teala mahlukatın kalbine onun iyiliğini koyar. Hatta süfli alemden birçoğu onu meth eder. O kimseye karşı hasetçilerin dili bağlanır. Allah c.c. ın indinde hamdedici ibadet edicilerden olur. Bu isim Allah ın kullarından Salihlerin zikridir.
Bir yanıt yazın