“Eğer siz sahabeyi görseydiniz ‘Onlar deli midir?’ derdiniz. Onlar sizi görseydi ‘Bunlar Müslüman değiller mi?’ derlerdi.”
Âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamberimizin (sav) gül bahçesinin ilk mevsimindeki manevi heyecanın, Hasan-ı Basri’nin lisanından dile getirilişi… Rahmetullahi aleyh… Gönüllerinden Peygamber aşkının tüm sıcaklığıyla hissedildiği, gözlerinden Allah elçisini görmenin şerefinin ter ü tazeliğinin yansıdığı, yüzün üzerindeki sahabenin Kur’an ve sünneti yaşayışının tabiince tespiti ve kıyası…
Vurgulanan aslında asrısaadetin yıldızlarından ahir zamana uzanan nebevi zincirin ilk halkasının Hz. Peygamber’e (sav) olan bağlılığı ve muhabbeti… Sadece 14 asrı değil, her asrı taşıyacak bir kuvvetle Allah resulüne yapışması…
***
Evet, onlar (ra) hatıra geldiğinde, gönül saraylarımızda belki de ilk okunan Allah Resulünün (sav) mübarek lisanının meşk edildiği “Ashabım yıldızlar gibidir.” levhasıdır… “Sadakte!” (sav)
Her biri, aklının ve kalbinin ışığını ve dahi yüreğinin ısısını Kâinatın güneşinden alan yıldızlardır onlar (ra)… Onlara (ra) yansıyan aynı ışığı ve ısıyı, onlardan alarak her bir halka daha bir sıkı kenetlendi öncekilere. Asırlar iki emanetin rengiyle asrısaadetteki iklimine büründü. Ru-yı zeminde bu renk, bazı zaman zahirde soluklaşsa da kul hatasından, sath-ı gönüllerden kurulu coğrafyalarda hiç değişmedi kaderin adaletiyle…
Onların (ra) her biri büyük bir değer oldu… Bugün her zamankinden daha muhtaç olduğumuz imanı ve ahlaki değerleri taşıdı.
Zamanın keşmekeşliği içerisinde çalkanan kalplerimizi en güzel hâlde sabitlemek için; gönül otağımızın kubbesindeki pusulamıza farklı saatlerde ve şartlarda yön gösteren yıldızlarımızı takip etmeliyiz.
Ki, farklı mizaçlardaki bizler, yüreklerimizin ihtiyacı olan ve sahiplenmemiz gereken ahlaki değerlerin yönünü de yıldız-tesmiye bu “değer”lerle şaşırmadan bulabilelim, takip edebilelim.
***
Evet, onların (ra) her birisinde Gül-i Ranadan (sav) bir ıtır var.
Bazen Hz. Ebubekir’den sadakat olarak… Hz. Ömer’den adalet olarak… Hz. Osman’dan hayâ… Hz. Ali’den cesaret olarak… Radıyallahü anhüm.
Bazen de uhuvvet, ihlas, fedakârlık kaplar toplu vuran Müslüman yürekleri, ashaptan tatlı bir esintiyle… Çünkü aynı bahçeden neşr olan bu kokunun emsaliyle, benzer mana güzellikleri taşınır, iman bağıyla birbirlerine rabt edilmiş gönüllere… Hem de çok keskin ve ait oldukları her bir sahabenin ittibaıyla ve ismiyle müsemma olarak. Hâl böyleyken başka başka olsa da zamanlar ve zeminler, tek millet olan ümmetin gönül ülkesinin semaları Resulün gül kokusu ile boyanır.
Madem onun (asm) boyasıyla –sünnetiyle- boyanmışlar… O vakit (Resulullahla) bilmeli, (Resulullahla) tanımalı, (Resulullahla) sevmeli, (sünnete sahip çıkma adına) takip etmeliyiz Asr-ı Saadete çıkan/ çıkaran adımlarını.
“Eğer Allah’ı seviyorsanız…” emrine itaat ve müjdesine nail olabilmek adına! Yaşanan asırda “kardeşlerim” hitabına mazhar olabilmek adına! Veda’daki iki büyük Peygamber emanetine nasıl sahip çıkılacağını okumak adına!
***
Evet, onlar (ra) örnek bize… Resulün nasıl örnek alınacağı hususunda numune-i imtisal…
‘Allah’ın Habibi ile bir aradayken, beraber yaşıyorken edeb nasıl olur’ talim ve terbiyesi onlarda (ra). Hem de hayâ ihtarı bu güzel sözün beraberine “Ya Hu!” lafzını dillendirerek, hallendirerek, fiillendirerek.
Evvelen salavatlarla ihya edilen her dem’in anında, öncesinde ve ardında.
Yine ittiba ile huzur-ı İlahinin tahatturunda olundukda “baş başa, baş da …” hakikatinin tesiriyle ömür hattında nefislerin te’dibinde.
***
Sahip olunan tüm iyilikler ve güzellikler, bütün nimetler bizlere Allah’ın lütfudur, ihsanıdır. Unutmadık, unutmayız inşallah! Bize Kur’an ahlakını ihsan eden Yüce Yaradanımıza binlerce hamd u senalar olsun. Kur’an ahlakı ile ahlaklanan Efendimize yıldızlar adedince selam olsun!
Rabbimizin emrettiği itaat ile her biri ona (sav) benzeyen, nurunu ondan (sav) alan ve onun (sav) sahip olduğu Kur’an ahlakıyla ahlaklanan; emaneti taşımada ümmete rehber olan Sahabe Efendilerimizden, Rabbimiz ebeden razı olsun.
ALINTIDIR
Bir yanıt yazın