“Gerçekten sen büyük bir ahlâk üzeresin ” (Kalem, 4) ilâhî hitabına mazhar olan Allah Resûlü’nün (sav) güzel ahlâk ve edebine nümune olan binlerce ahval, ef’al ve tavsiyeleri vardır. İnsanın hususen müslümanın tahassungâhı (sığınağı) ve bir nevî cenneti ve küçük bir dünyası olan âile hayatına ait pek çok meselede de O’nun mükemmel sünnetleri bize rehber olmaktadır.
Hz. Hüseyin (ra) şöyle diyor: “Ben babam Ali’den, Allah Resûlü’nün (sav) eve nasıl girdiğinden sordum. O’da dedi ki: “Allah Resûlü (sav) eve girdiğinde ev hayatını üçe ayırırdı. Bunlardan birinci kısmındaki zamanını Rabbine ayırırdı, ikincisini hanımlarına, onların eğitimine, sohbete, maddî manevî ihtiyaçlarına ayırırdı. Üçüncüsünü de kendisine tahsis ederdi.” (Tirmizî)
Sevda diyor ki: Aişe’den peygamberimizin evde nasıl davrandığı soruldu. O da şöyle dedi: “Evde hanımlarının işiyle meşgul olurdu. Namaz vakti gelince de namazını kılardı.” (Buharî)
Hz. Resûlüllah (sav) bir eş olarak da tam bir itidal üzereydi, âdildi, hoşgörülüydü. Hanımlarına her konuda yardımcı olurdu. Hz. Aişe’den, Hz. Enes (ra) şöyle nakletmiştir: “Resûlüllah elbisesini diker, ayakkabısını tamir eder, elbiselerini yıkar, koyun sağar ve kendi hizmetini görürdü.”
Hatta Hz. Hatice ile izdivacı zamanında Hz. Hatice O’na “Ey Allah’ın Resûlü işlerimizde bize yardımcı olacak hizmetçilerimiz var” dediğinde şöyle karşılık vermiştir. “Ey Hatice ben bu dünyada üç şeyden nefret ederim. Tembellikten, cimrilikten ve korkaklıktan.” Eve girme hususunda ise sağ ayakla ve besmele ile girmeyi tavsiye ile beraber Hz. Enes’e hitaben: “Ey oğulcuğum ehlinin yanına girdiğinde onlara selam ver. Selamın, sana ve ehline bereket olur” buyurmuştur. (Tirmizî)
Ebû Hüreyre (ra) anlatıyor: “Allah’ın Resûlü katiyyen hiçbir yemeği ayıplamazdı. Eğer hoşuna gitse onu yerdi. Sevmez ise bırakırdı.” (Buharî, Müslim)
Yemeğin âile fertlerince beraber ve aynı kaptan yenmesini tavsiye ederdi. “Taamınızı toplu bir halde olarak yiyiniz, dağınık bir halde bulunmayınız. Çünkü bereket,cemaat ile beraberdir.”
“Biriniz yemek yediğinde hanımının ağzına lokma koymadan ve hanımının elinden lokma yemeden yemeğini bitirmesin.” (Buharî, Müslim) Yine Efendimiz yemekte âile efradıyla sohbet eder, latifeler yapardı. Hz. Aişe’ye (rah) Resûlüllah’ın ev hali sorulduğunda şöyle cevap verdi: “Tebessüm ve latife konusunda insanların en yumuşak huylusudur.” (Müslim) Her konuda olduğu gibi latifelerinde de asla yalan olmazdı. Hz. Aişe ile yaptığı bir koşu yarışında bir defa Hz. Aişe daha sonra da Hz. Resûlüllah yarışı kazanmıştı. Hz. Aişe’ye tebessümle “İşte bu senin beni geçmenin karşılığıdır” demiştir. (Buharî, Müslim)
Yine bir gün Aişe annemize hitap ederken isminin bir kısmını söylemeyerek latife yapmıştır. En ince meselelere kadar tavsiyeler devam etmektedir. “Yolculuktan geldiğinde gece aniden gelme, ta ki âilen temizliğini yapmış ve süsünü tamamlamış olsun.” (Buharî, Müslim) “Kıyamet günü derece bakımından insanların en şerlisi hanımın sırlarını öğrenip de sonra onu yayan erkekler ve kocasının sırlarını öğrendikten sonra onu yayan kadınlardır.” (Ebû Davud)
AİLEDE EĞİTİM
Hz. Resûlüllah (sav) hanımlarının ve çocuklarının eğitimine çok önem vermiştir.
“İlim talep etmek (öğrenmek) her müslüman (kadın, erkek) üzerine farzdır” buyurmuştur. (Buharî, Müslim)
Hafsa annemiz için Şifa isimli bir kadına “Hafsa’ya okuma yazma öğretir misin?” diyerek onu ilme teşvik etmiştir. (Buharî, Müslim) Zaten Resûlüllah’ın (sav) hanımlarının her birinin kendine has zühd, takvâ ve ilimleri vardı. Bilhassa rivayet etdikleri hadis-i şerifler açısından Hz. Aişe, Ümmü Seleme ve Hz. Hafsa başı çekerler. Hz.Aişe 2210 hadis rivayetiyle birincidir. Hz. Aişe peygamber hanımları arasında ilimle en çok meşgul olanıydı. Fıkıh, hadis, tefsir sahalarında hayatı boyunca sahabelerin ilminden istifade etdiği mühim bir yere sahipti.
Ashab-ı Kiram’dan Ebû Musa der ki: “Resûlüllah’ın ashabı olan bizlere müşkil gelen hiç bir mesele yoktur ki, Hz. Aişe’nin nezdinden ona dair bir ilim bulunmasın.”
Yine Resûlüllah’ın âile içindeki hayatına dair pek çok mesele hanımları vasıtasıyla bizlere intikal etmiştir.
Said el-Hudri anlatıyor: “Bir gün sahabe hanımları gelerek dediler ki: “Ey Allah’ın Resûlü! Erkekler her zaman yanına gelip sizden ilim öğrenirler, bilmediklerine vakıf olurlar. Biz ise onlardan fırsat bulup da yanınıza gelemiyoruz. Bize de bir gün tayin edin de bilmediklerimizi öğrenelim.” Bunun üzerine Resûlüllah da onlara bir gün tayin ederek sohbette bulundu.” (Buharî)
İBÂDETE TEŞVİK
Peygamberimiz şöyle buyurmuştur: “Gece kalkıp namaz kılan ve hanımını uyandıran kişiye Allah rahmet etsin. Hanımı kalkmak istemese de yüzüne hafifçe su serperek kaldırır.Yine gece kalkıp namaz kılan ve beyini de uyandıran hanıma Allah rahmet etsin. Beyi kalkmak istemezse de yüzüne hafifçe su serperek kaldırır.” (Ibni Mace, Ebû Davud)
Yine Efendimiz (asm), “Tek secdeyle de olsa cocuklarınıza namaz kılmalarını söyleyiniz.” buyurmuştur. Adaba ve tesettüre dikkat ederek kadınların da mescidlere gitmelerini emrederdi.
Bir yanıt yazın