وَعَنْ جَابِرِ بْنِ عَبْدِ اللّٰهِ رَضِيَ اللّٰهُ عَنْهُمَا عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَال:َ مِفْتَاحُ الْجَنَّةِ, اَلصَّلَاةُ. رَوَاهُ الدَّارِمِيُّ
Câbir b. Abdullah (ra) Peygamber Efendimiz (asm)’ın şöyle buyurduğunu rivâyet etmiştir:
“Cennetin anahtarı namazdır”.
Dârimî
عَنْ عَبْدِ اللّٰهِ بْنِ قُرْطٍ رَضِيَ اللّٰهُ عَنْهُ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: أَوَّلُ مَا يُحَاسَبُ بِهِ الْعَبْدُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ, اَلصَّلَاةُ فِإِنْ صَلُحَتْ صَلُحَ سَٓائِرُ عَمَلِه۪ وَإِنْ فَسَدَتْ فَسَدَ سَٓائِرُ عَمَلِه۪. رَوَاهُ الطَّبَرَانِيُّ
Abdullah b. Kurt (ra) Peygamber Efendimiz (asm)’ın şöyle buyurduğunu rivâyet etmiştir:
“Kulun kıyâmet gününde ilk hesaba çekileceği şey, namazdır. Eğer namazı iyi, güzel olursa, diğer amelleri de iyi olur. Eğer namazı bozuk olursa diğer amelleri de bozuk olur.”
Taberânî
وَعَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ رَضِيَ اللّٰهُ عَنْهُ قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِنَّ أَوَّلَ مَا افْتَرَضَ اللّٰهُ عَلَى النَّاسِ مِنْ د۪ينِهِمْ, اَلصَّلَاةُ وَآخِرَ مَا يَبْقى۪, اَلصَّلَاةُ وَأَوَّلَ مَا يُحَاسَبُ بِه۪, اَلصَّلَاةُ. وَيَقُولُ اللّٰهُ: انُظْرُوُا ف۪ي صَلَاةِ عَبْد۪ي فَإِنْ كَانَتْ تَۭامَّةً كُتِبَتْ تَۭامَّةً وَإِنْ كَانَتْ نَاقِصَةً يَقُولُ: اُنْظُرُوا هَلْ لِعَبْد۪ي مِنْ تَطَوُّعٍ فَإِنْ وُجِدَ لَهُ تَطَوُّعٌ تَمَّتِ الْفَر۪يضَةُ مِنَ التَّطَوُّعِ. رَوَاهُ أَبُو يَعْلٰى
Enes b. Mâlik (ra) Peygamber Efendimiz (asm)’ın şöyle buyurduğunu rivâyet etmiştir:
“Allah’ın insanlara dinlerinden ilk farz kıldığı şey namazdır, (âhir zamanda dinlerinden) geriye en son kalacak olan namazdır, (kıyâmette insanların) ilk hesaba çekilecekleri de namazdır. (Kıyâmet günü) Allah (meleklere) “Kulumun namazına bakın!” der. Eğer namazı tam çıkarsa tam olarak yazılır. Eğer noksan çıkarsa “Bakın kulumun nâfile namazı var mı?” der. Eğer nâfile namazı bulunursa farzlar nâfile ile tamamlanır.
Ebû Ya’lâ
وَعَنْ جَابِرٍ رَضِيَ اللّٰه عَنْهُ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: مَثَلُ الصَّلَوَاتِ الْخَمْسِ كَمَثَلِ نَهْرٍ جَارٍ غَمَرَ عَلٰى بَابِ أَحَدِكُمْ يَغْتَسِلُ مِنْهُ كُلَّ يَوْمٍ خَمْسَ مَرَّاتٍ. رَوَاهُ مُسْلِمٌ
Câbir b. Abdullah (ra) Peygamber Efendimiz (asm)’ın şöyle buyurduğunu rivâyet etmiştir:
Beş vakit namazın misâli, sizden birinin evinin önünden akan ve içinde her gün beş defa yıkandığı bir nehir gibidir. (Nasıl beş defa yıkanınca insan üzerinde kir kalmazsa, beş vakit namaz kılan insanda da manevî kirler kalmaz.)
Müslim
وَعَنْ أَنَسِ بْنِ مَالِكٍ رَضِيَ اللّٰهُ عَنْهُ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: إِنَّ لِلّٰهِ مَلَكًا يُنَاد۪ي عِنْدَ كُلِّ صَلَاةٍ يَا بَن۪ٓي آدَمَ قُومُٓوا إِلٰى ن۪يرَانِكُمُ الَّت۪ي أَوْقَدْتُمُوهَا فَأَطْفِئُوهَا. رَوَاهُ الطَّبَرَانِيُّ
Enes b. Mâlik (ra) Peygamber Efendimiz (asm)’ın şöyle buyurduğunu rivâyet etmiştir:
Allah’ın bir meleği her namaz vaktinde şöyle nidâ eder, seslenir: “Ey Ademoğulları! Kalkınız (günah işlemekle) tutuşturduğunuz ateşinizi söndürünüz (namaz kılınız)” der.
Taberânî
وَعَنْ أَب۪ي هُرَيْرَةَ رَضِيَ اللّٰهُ عَنْهُ أَنَّ رَسُولَ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ: اَلصَّلَوَاتُ الْخَمْسُ وَالْجُمْعَةُ إِلَى الْجُمْعَةِ كَفَّارَةٌ لِمَا بَيْنَهُنَّ مَا لَمْ تَغْشَ الْكَبَٓائِرَ. رَوَاهُ مُسْلِمٌ وَالتِّرْمِذِيُّ
Ebû Hüreyre (ra) Peygamber Efendimiz (asm)’ın şöyle buyurduğunu rivâyet etmiştir:
“Büyük günah işlenmediği müddetçe, beş vakit namaz, Cuma namazı gelecek cumaya kadar, aralarındaki küçük günahlara kefarettir.”
Müslim, Tirmizî
Bir yanıt yazın