İnsan! Lezzetlere meftun mahlûk.
Öyle istek ve arzularımız var ki peşinde koşturduğumuz; dünyanın vefasızlığını, istek ve arzularımıza bir türlü cevap veremeyeceğini hatta ve hatta bir üzüm tanesi yedirse on tokat vuracağını bile biledir bu koşuşturmamız. Bu yüzdendir insanoğlunun yakınışları, yıkılışları ve bunalımları.
Bazen olur ki bu kısa vadeli lezzetleri yakalayamayıp emellerimize ulaşamadıkça hüsrana düşer, yorulur, yıkılır ve kendimizi dünyanın en bahtsız insanı sayarız. Oysa yeniden dirilişe, âhiret aleminin varlığına iman eden bir insanın ümitsizliğe düşmesi, bunalımlara giriftar olması acaba ne kadar makuldür? [Devamını oku…]