Kur’ân-ı Kerîm, Allahu Teâlâ’nın kelam (konuşma) sıfatının en yüksek mertebede bir tecellisidir. İsm-i Azam’dan ve bütün isimlerin en azamî mertebelerinden gelmiştir. Bu yüzden önceki semavî kitaplar da dâhil hiçbir söz Kur’ân’a yetişemez. Mucizelikleri, hârikalıkları saymakla bitmez. Mânâları, edebiyat ve belâgatı mucize olduğu gibi harfleri de mucizedir ve pek çok gizli sırları taşır.
İslâm dünyasında asırlardır “Şu âyet okunursa filan derde iyi gelir” veya “yazılıp boyunda taşınırsa şöyle bir faydası olur” gibi rivâyetlerin veya hastaların üzerine şifa âyetleri okuyup üflemek gibi uygulamaların dayandığı bir hakîkat elbette vardır. Bu makalemizde, Üstad Bedîüzzaman’ın 28. Lem’a Kef-Nun bahsindeki izahlarına dayanarak,bu hakîkatin üzerindeki perdeyi bir nebze de olsa aralamaya çalışacağız.
İntizar eyle bizi, Şehr-i Sultan “Ramazan”
Zaman-ı istikbalde bekliyorken bizleri, Regâip ve Miraç’ın burçlarıyla yükselip rahmet ve mağfiret iklimine geliyoruz, “Ramazan”.
Şeytanları zincirlerle denizlere gömerken, ruh ve kalpleri esâretten kurtarıp, mânevî ummanına daldırırsın” Ramazan”.
Benlik davasıyla; “sen, sensin” “ben,benim” derken nefis Rabbine, vazgeçiyor davasından sende sırra erince. Ben âcizim, sen Rabbimsin dedirtir nefislere. Çelikten,demirden zannederken kendini… “Meğer etten kemiktenmişim, dağılmaya bozulmaya müsâidmiş bedenim” diye idrak ettirirsin oruçluya “Ramazan”.
Mukaddes şeylere lâkayd kalan nefisler, kendinden bir fayda olmayınca kendine; vücudunu inşa eden kudret âhir olunca, gafletin kalın perdesinden sıyırıp, hevadan hüdaya döndürüyor “Ramazan”.
Ramazan-ı Şerif, Kur’ân Ayı ve Oruç
Temmuz ayı içerisinde gelişi ile müşerref ve mesrur olduğumuz Ramazan ayı, adeta on bir ayın sultanı hükmünde olan; en kıymetli, en faziletli, en çok sevap kazandıran ve âhirete manevî mahsuller yetiştirmek için en bereketli bir zamandır.
O kadar münbit bir zemindir ki her bir iyilik ve haseneye ya da her bir Kur’ân harfine sair vakitlerde on sevap yazılırken Ramazan’ın gündüz ve gecelerinde en az bire bin sevap verilmekte, hususen Kadir Gecesi olan yirmi yedinci gecesinde bire otuz bine kadar çıkmaktadır.
Kadir Gecesinin bin aydan yani 83 seneden daha hayırlı olduğunu bize Kur’ân bildirmektedir.(1) Ramazan ayını diğer aylardan bu derece üstün ve faziletli kılan, Rabbimizin ezelî kelâmı olan Kur’ân-ı Azim-üşşan’ın o ayda nazil olmasıdır. Kur’ân-ı Kerîm bize Ramazan ayını tarif ederken, “Ramazan ayı ki Kur’ân o ayda nazil olmuştur”(2) buyurmaktadır.
- « Önceki Sayfa
- 1
- …
- 254
- 255
- 256
- 257
- 258
- …
- 337
- Sonraki Sayfa »