Cenâb-ı Hak Kur’ân-ı Kerîm’de bir takım ibretli hâdiseleri zikrettikten sonra, şöyle nida eder “Sizler akıl etmez misiniz?”, “Sizler düşünmez misiniz?” Hâdiselerin iç yüzlerini anlamaya davet eden bu çağrılar, bize Allah (cc)’ın Hakîm ismini nazar verir. Evet, Hakîm ismi, hikmetli işleri iktiza eder, hikmetli işler de düşünmeyi, tefekkür etmeyi, hemen dış görüntüsüne bakıp yanlış hüküm vermemeyi lüzumlu kılar.
Mademki: Rabbimizin her fiili hikmetlidir, öyle ise bize düşen; sâdece görme işini yerine getiren basit mânâdaki görmemizi, hikmet deryasına kaldırıp katreler almak suretiyle -anlayış sâhibi, ders almış- basiret hâline dönüştürmeliyiz. Basiretsiz görme bir şey ifade etmemektedir. Yani ders almaksızın görmek, tecrübe edinmeksizin yaşamak faydasızdır.
Hayat bin Kays el-Harranî (ks)
Ümmetimin âlimleri İsrailoğulları’nın peygamberleri gibidir.” hadisine mazhar olmuş yüz binlerce ulema, dünyada iken tasarruf ve himmetleriyle nurânî meyveler yetiştirdikleri gibi, dar-ı bekaya göçtükten sonrada insanlar üzerinde mânevî himmet ve tasarruflarını devam ettirmişlerdir. İşte Asr-ı Saadet’in Güneşinden feyz alarak insanlık âlemini nurlandıran, “Ebu Hanife, Şâfiî, Cüneyd-i Bağdadî, Abdülkâdir-i Geylânî, İmam-ı Gazalî, Muhyiddin-i Arabî, Ebu Hasen-i Şâzelî, Şâh-ı Nakşibend, İmam-ı Rabbânî” (radıyallâhü anhüm ecmaîn) gibi binlerce nurânî ziyâdar yıldızlardan birisi de, Hayat bin Kays Hazretleridir. |
Vefatından sonra tasarrufu devam eden zâtlar
Şeyh Muhammed Hattar Efendi, “el-Mevsuletü’l-Yusufiye fî Beyâni Edilletü’s-Sofiyye” adlı eserinde şöyle bir mesele naklediyor: “Bütün evliyaların ruhları arşın altında hususî bir makamda, Allah’ın huzurunda bulunur. Dünyada birisi, o velilerin herhangi birinden yardım istediğinde, o veli zât Cenâb-ı Hakk’a şöyle niyaz eder: “Ya Rabbi, şu kulun benden yardım talep ediyor.
- « Önceki Sayfa
- 1
- …
- 253
- 254
- 255
- 256
- 257
- …
- 337
- Sonraki Sayfa »