Allah (cc), Hazret-i Âdem’i yaratır. Meleklere ve İblis’e secde emri verir. Melekler Âdem (as)’a secde ederek Allah’ın emrini yerine getirirken, Şeytan secde etmez, kibirlenir. Âdem’den üstün olduğunu iddia edip Allah’a isyan eder. İşte nefisteki kör nokta Âdem (as)’ın topraktan yaratıldığını gösterir.
Böylece şeytan Allah’ın huzurundan kovulur. O da Âdem’e ve çocuklarına düşman olur. Kıyamete kadar insanların önlerinden, arkalarından, sağlarından, sollarından, üstlerinden, altlarından yaklaşarak kandırmaya çalışır. Yalnızca Allah’ın hâlis kullarını aldatamaz.
İnsan, dünyaya nefsi ile beraber gelir. Bu nefis her daim kötülükleri emreder. Islah olmayan nefis, şeytanın hilelerine bir kulak olur ve bunları insanlara nakleder. İnsan için tehlikeli olan hâl, kötülüğü emreden nefsin devamlı kendisiyle birlikte olmasıdır.
Şeytanın gayesi insanları Allah’a yönelten istikametli düşünceyi bozmaktır. Tâ ki insan şahsi, içtimai (toplumsal), ailevî ve manevî hayatında hatalara giriftar olsun. Şeytan hataları işlettirmek için nefisteki kör noktayı kullanır. Kör noktanın özelliği; her şeyi karanlıklı göstermek.
Bu kör noktada bir tasdikçi bulunmadığından ne kadar güzel, nurlu deliller gelirse gelsin hepsini reddeder. Gerçeğin belirgin olmasına rağmen hakkı batıl, doğruyu yanlış, güzeli çirkin göstermesidir.
Yüz kapısı olan bir sarayın bütün kapıları kapalı iken, sadece birisi açılsa o saraya girilebilir ve diğer kapılar da açılabilir.
Aynı sarayın doksan dokuz kapısı açık, birisi kapalı olsa elbette o saraya girememekten söz edilemez. İstikametli inancın ve imanın daimi düşmanı Şeytan, genellikle o tek kapalı kapıyı gösterip “Bu saraya girilmez. İçinde bir şey yok. Belki saray boştur” diyerek akla fesat, kalbe şüphe verir.
Mesela, Allah’ın nihayetsiz merhamet sahibi olduğunun birçok delillerine rağmen Şeytan, nefisteki bu kör noktayı işlettirip gaflet ve cehalet saikasıyla görünüşte merhamete uygun olmayan birkaç şey bulur. Sürekli onları akla göstererek Allah’ın merhametine ait olan delilleri insanın gözünden düşürmek ister.
İslâmiyet’in insanlık için gerekli ve en mükemmel bir din olduğunu gösteren yüzlerce delil ortadadır. Fakat nefisteki kör nokta, İslamiyet’te hikmetini anlayamadığı meseleleri nazara verir.
Hz. Muhammed’in (asm) peygamber olduğunun, Allah katında en makbul bir kul, her hususta uyulması gereken bir rehber olduğunun delilleri ortada iken, nefisteki kör nokta gaflet ve cehaletin sevkiyle bu delilleri nazarından düşürtür. Kıymet verdirmez.
Bin seneden beri insanların büyük bir çoğunluğunun hakka ulaşmasına sebep olan büyük zatların yaşamları, eserleri ve davalarının şehadetiyle makbul birer kul oldukları ortada iken, nefisteki kör nokta bu zatlarda bazı eksiklikler arar.
Kendisine göre eksik bulursa, o kişilerin kemalâtını inkâr eder. Böylelikle bu zatların derslerinden, tasarruflarından ve feyizlerinden mahrum kalır.
Kör noktanın özelliği; her şeyi karanlıklı göstermek. Bu kör noktada bir tasdikçi bulunmadığından ne kadar güzel, nurlu deliller gelirse gelsin hepsini reddeder.
Bir yanıt yazın