[Devamını oku…]
Orucun Hikmetleri
[Devamını oku…]
Görünmeyen Dünyanın Görünen Bağlantısı
Belki birçoğumuzun manâsını tam anlayamadığı veya sırrını tamamen keşfemediği bir hakikatli cümle var: “Girdim irfan meclisine, kıldım ilmi taleb. İlim geride kaldı illâ edeb, illâ edeb!” Evet edeb, ilimden hem önce gelir hem de sonra… Yani ilmin başlangıcı da edebtir, sonu da… Edebin neticesi ilim, ilmin de neticesi yine edebtir.
Osmanlı’nın son dönemlerinde medreselerde okutulan ‘Talîmü-l Müteallim’de ilim sıfatının bir kalpte yerleşebilmesi için üç şart lâzımdır denir. Birincisi ilme, hocaya ve kitaba hürmet yani edeb, ikincisi istikâmet, üçüncüsü de dâimî okuma. Bir insana ibâdetlerini yapmadığı için kâfir denemez; fakat ibâdetlere hürmetsizlik yani edebsizlik eder ve inkâra saparsa kâfir olduğuna hükmedilir. Yani müminin amel noktasında noksanları ve zaafları olabilir, fakat her dâim kulluk şuurunu elinde tutup muvaffak olamadığı amellere, hürmet etmesi kendinden beklenir. Hürmetsizlik, münâfıklık alâmetidir.
[Devamını oku…]
Haset yani kıskançlık; bir kimsenin, sahip olduğu mevki, şan, şöhret, sıhhat ve ya manevi mal, mülk gibi maddi nimetlerini çekememek, bunlardan rahatsız olmak ve o kişinin elinden bütün bunların gitmesini istemek manasına gelir.
Haset; nimet verilmiş olan kimseden o nimetin zevalini istemek, yani nimetin yok olarak o kimsenin mahrum kalmasını temenni etmektir. Bazı âlimler; “Kişinin bu ni’mete, kendisinin sahip olmasını temenni etmesidir.”diye tarif etmiştir. Gerçek o ki; haset her iki manaya da şamildir. (Kütüb-i Sitte)
[Devamını oku…]
Şirinevler Mah., Mareşal Fevzi Çakmak Cad, İncesu Sokak No:2-4 Kat 2 Daire 12, Bahçelievler, İstanbul