Demek akıl ve fikrin tam nûrlanması ve istikameti yakalaması manevî kalp ile olmaktadır. Yoksa beynimizin kıvrımları ve nöronları arasından ilim ve basîret ortaya çıkmaz. Kalp, vahye ve ilhama mazhar olduğundan, insanlık içinde gerçek münevverler ve insanlığın nurlu önderleri, başta peygamberler ve onların arkasından giden asfiyâ ve evliyâ olmuştur.
İnsanlık tarihi boyunca her toplumda bir kısım insanlar kendilerine münevver, yani aydın ismini vererek hem kendilerini hem de toplumu aydınlattıkları iddiasında bulunmuşlardır. Hâlbuki bazı aydınların(!) kendilerini ve toplumu karanlık derelerde perişan ettiklerini ve hem dünya, hem de ahiret saadetlerini mahvettiklerini görmekteyiz.
Bediüzzaman Hazretleri Lemaat’ta, aklın nûru kalpten gelir diyerek, kalpteki ziya olmadan münevverin fikir nûru olamayacağını şöyle ifade etmektedir: [Devamını oku…]
Medyum-Cinci Hoca
Medyumluk
Medyumluk ve Cinni Hocalık günümüzde, bir biri içine karşışan ve aslında bir biri ile aynı gibi görünen iki kavram. En ortak özellikleri ikisininde mağnevi aleme açılır kapılar olmalarıdır. Aradaki hassas denge ise hükmeden veya edemeyen, belki de hükmedilen olmalarıdır.
Medyum, genel anlamı ile soyut alemlerle ve soyut varlıklarla iletişim kurabilen, oralarda ki yaşamsal gerçekler hakkında ki bilgileri somut aleme taşıyabilen , istiğdatları nisbetince maddeden bir nebze sıyrılıp, mağna aleminin niğmetlerinden ve sırlarından istifa edebilen kişilere verilen isimdir.
Bu ihbarat ve iletişim, medyum olan kişinin kabiliyetleriyle doğru orantılıdır. Kimisi, transa geçmek için özel bir çaba harcar ve trans halinde iken bazı sıkıntılı durumlar yaşarken,bazısı da normal insanlar la iletişim kuruyor gibi sürekli trans halindedir ve hiçbir sıkıntı çekmez. Bu kişinin mağnevi alemle olan ilişkisi ve anlaşmaları ile de doğrudan alakalıdır. Eğer maksat bazı değerlerden feragat ederek haber almak ise fazla sıkıntı çekmeye bilir. Ama maksat ve amaç, cinlerin menfaatine , inançlarına ve ideolejilerine ters düşen ve onlara zarar veren boyutlarda olursa, o zaman cinler medyum olan kişiye sıkıntı verirler. Aslında cinler kendi sırlarının açıklanmasından pek hoşlanmazlar. Bu ihbarat sadece insanlarla ilgili konular olursa, onlar için pek bir şey ifade etmez. Ama kendi yaşamsal değerlerini ve hayatlarını sıkıntıya sokacak bilgiler olursa, o zaman müdahele gelir ve engel olmak için her şeyi yaparlar. Her söyledikleri de doğru değildir. [Devamını oku…]
Cinlerin Varoluşu
Cinlerin varlığı ve yokluğu ile ilgili sürekli aklımızda soru işaretleri olmuştur. Ama bunun varlığına sadece bunlarla iletişime giren kişiler kesin inanmak durumunda kalmıştır. Diğerleri her zaman acaba sorusu ile karşılaşmışlardır. Burada acizane araştırmalarım sonucu, cinlerin varlığını isbat eden delilleri size sunmaya çalışacağım. İmamul-Haremeyn ( Eşşemail ) adlı eserinde şöyele demiştir. Bir çok filozoflar ve kadere inanmayan ve dinel alakası olmayan insanlar cinlerin ve şeytanların varlıklarını inkar etmişlerdir. Bunda şaşıracak bir şey yoktur. Asıl bizi şaşırtan, kadere iman edenlerin bunca Kur’ an nasları, haberin tevatürü (sürekli tekrarlanması) gözlerimizi kamaştıracak ve inançlarımız artıracak şekilde ortaya koydukları halde, bunları inkar etmesidir. [Devamını oku…]