Her ibâdet ve taatın kendine mahsus bir âdâbı vardır. Duâ da külli bir ibâdettir. Duâdan maksat sevap kazanmak ve merhamet-i İlâhiyeyi celbetmektir. İbâdetin de en güzeli budur. Öyle ise duânın da kendine mahsus adabı vardır:
1_ABDESTLİ OLMAK VEYA ABDEST almak. Peygamberimiz duâ etmeden önce abdest alırdı.
2_KIBLEYE YÖNELMEK. RESÛLULLAH duâ edeceği vakit kıbleye yönelirdi.
3_DUÂ VE İBADETİN MAKBULİYETİ İÇİN daima helâl yemek ve haram lokmadan kaçınmak. Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Ey insanlar! Yeryüzünde bulunanların helâl ve temiz olanlarından yeyin.” (Bakara, 2/168)
Peygamberimiz: “Ya Sâad! Haramdan sakın! Zira bir kimsenin karnında haramdan bir lokma bulunsa, kırk gün duâsı kabul olmaz.” buyurdular.
4_Duâ ederken ellerİ İlerİ kaldırmak, fakat gözleri göğe dikmemek. Cabir b. Abdullah rivayet ediyor: “Muhakkak ki, sizin Rabbiniz hayâ ve kerem sahibidir. Kulları ellerini kaldırıp kendisinden bir şey istedikleri zaman, onları boş çevirmekten haya eder.”
(Tirmizi ve Ebu Davud.)
Hz. Enes (r.a) söyle rivayet eder: “Resûl-i Ekrem (sav) Efendimiz duâ ettiği zaman koltuk altı görülünceye kadar ellerini kaldırır ve duâda parmakları ile işaret etmezdi.”
Ebû Hureyre’den rivayet edilen başka bir hadiste; “Duâda gözlerini semaya kaldıranlar, bu adetlerinden vazgeçmeli, yoksa gözlerinin ziyası alınır.”
(Müslim)
5_Duâ eden kİşİ sağlam bİr İtİkat İle duâ etmelidir. Duânın kabulünden asla şüphe etmemelidir. Yani yüce Rabbimizin bizi her hâl ü kârda duyduğunu, her şeye gücü yettiğini, matlûbumuzu vermeğe kâdir ve hazinesinin bol olduğunu bilmek.
6_Duâdan önce tevbe İstİğfar etmek. Böylece günahlardan manevi temizlenmeli. Tâ ki duâ günahsız bir ağızla olsun.
7_Münasebetİmİz olan kİmselerden helâllik dilemek. Yani kul hakkından temizlenerek duâ etmek.
8_Duâdan önce Allah’a (cc) hamd ü sena etmek, Allah’ın isimlerini bol bol anmak, duâya besmele ve Rasûlullah’a salât ü selam getirerek salavât-ı şerifeyi şefeatçi kılmak. Fudale b. Ubeyd’den rivayet edilen bir hadiste: “Sizden biri duâ etmek istediğinde Yüce Rabbine hamd ü sena ile başlasın. Sonra Peygambere (sav) salavat getirsin. Sonra dilediği duâyı yapsın.”
(Ahmed b. Hanbel 6/18; Ebû Dâvud 1481)
9_Duânın ahİrİnde de salavât-ı şerifeyi getirmek. Çünkü iki makbul duânın ortasındaki bir duâ da makbul olur.
10_Duâyı gİzlİce yanİ hafİf sesle yapmak. “Namazında ne fazla bağır, ne de sesini gizli, yani orta derecede oku.”
(İsra, 17/110)
Zekeriya (as), “O, Rabbine gizlice niyaz etti.” (Meryem, 19/3)
“Rabbinize gönülden ve gizlice yalvarın.” (A’raf, 7/55)
11_Müslüman, kardeşİne gıyâben duâ etmeli.
12_Anayı ve babayı zİkrederek duâ etmek.
13_Duâ bütün mü’mİnlerİ kapsayarak umumî olmalı.
14_Kur’ân’dan gelen me’sur duâlarla
ve sünneti seniyye’den gelen dularla duâ etmek.
15_Huzu’ hem hulûs ve huşu’ ve huzûr-ı kalp ile Allah’tan korkarak duâ etmek.
16_Rabbİmİz şöyle buyuruyor:
“Onlar, hayır işlerine koşarak, umarak ve korkarak bize yalvarırlar ve bizden korkarlardı.” (Enbiya, 29/90)
17_Mevâki’-i mübârekede, Mekke’de (Kâbe’de) ve Medîne’de (Mescid-i Nebevî’de), hususan mescidlerde (Mescid-i Aksa’da), büyük camilerde; secdede duâ etmek. Peygamber Efendimiz bir hadis-i şerifinde: “Kulun, Allah’a en çok yakın olduğu, secde hâlidir. Secdede Allah’a çok duâ edin.” (Müslim) Duâların kabul olunduğu mübarek ve faziletli vakitleri değerli anları kollayarak duâ etmek.
Arefe gününde, hem şuhur-ı selâsede, husûsan leyâli-i meşhûrede; hem Ramazan’da, husûsan leyle-i Kadir’de; hem Cuma’da, husûsan saat-i icabede; hem gecenin son üçte birinde, hem namazın sonunda, bilhassa sabah namazından sonra, yağmur yağarken, zemzem suyu içerken duâ etmek.
18_Duâda haddi aşmamak. Tehevvüskârî (hevesli), nazvârî (nazlanarak), itabvârî (darılarak) duâ olmaz. Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Rabbinize yalvara yakara ve gizlice duâ edin. Bilesiniz ki O, haddi aşanları sevmez.” (A’râf, 7/55)
19_Duâyı ısrarla yapmak ve tekrarlamak. İbn Mes’ud (ra) şöyle der:
“Hz. Peygamber (sav) duâ ettiği zaman üç kerre tekrar ederdi. Allah’tan birşey istediği zaman üç kere isterdi.”
20_Genişlik, ferahlık, bolluk, rahat ve huzur vaktinde duâyı ziyade tekrar etmektir. Bir hadiste: “Bir kimsenin, başına bir bela geldiği zaman duâsının kabul olmasına sevinirse; rahatlık, genişlik ve sevinçli zamanlarda çok duâ etsin” buyrulmuştur.
21_Esbab-ı kabul daİresİnde olmalı. Gerçekleşmesi mümkün olmayan tarzda olmamalı.
22_Duâ sünnetullâha uygun olmalı.
23_Duâ edenin duâsı, kendine hayırlı bir tarzla olmalı. Hasta olan çocuk hekime der ki; filan ilacı bana ver! Hekim bakar. İlaç hasta için hayırlı ise verir veya daha iyisini verir. Zararlı ise hiç vermez. Aynen öyle de Rabbimiz bizim duâmıza hayırlı ise verir; daha iyisini verir veya hiç vermez, günahımızı bağışlar mükâfatını âhirete bırakır.
24_Duâyı bitirdikten sonra, ellerini yüzüne sürmek. Hadiste; “Duâdan fariğ olunca, yüzünüzü meshediniz.”
25_Duânın sonunda: “Sübhâne Rabbinâ Rabil-izzeti amme yesifûn ve selâmün alelmürselîn velhamdü-lillâhi Rabbil-âlemîn” demeli.
26_Duânın hitamında “Âmİn” demek. Zira kişi kendi duâsına âmin derse melekler de “âmin” derler.
Bir yanıt yazın