Çalışmadan hasat (netice) alınılmıyor. Ancak şartlarına riâyet ederek çalışıp, neticeyi Allah (cc)’den beklemek gerekiyor. Bir de gayretleri ziynetlendirecek/bereketlendirecek öyle zamanlar vardır ki, hazîne-i rahmetten (Cenâb-ı Hakk’ın rahmet hazînesinden) ihsân edilir. İşte Üç Aylar bu kıymetli zaman dilimlerinden bir tanesi ve en önemlisidir. Bu husus sevgili Üstadımız Bedîüzzaman Hazretleri (ra) tarafından da bir “cülûs merasimi”ne benzetilir.1
Üç Aylar’ın en dikkate alınacak noktası şudur ki; Cenâb-ı Hakk’ın rahmeti bu zamanlarda sümbüllenir ve az ile çok kazanılır. Hâlbuki insan hayatı çok kısadır ve dünya hayatına nispeten nihâyetsiz uzun olan âhiret hayatının bu kısa hayatta kazanılması zordur. Bu hakîkati de en iyi bilen ve takdîr eden Rabbimizdir ki bu takdîrin neticesinde bu gibi hususî zamanlar bizlere ihsân edilmiş ve değerlendirilmelerini beklemektedirler. Resûlullah Efendimiz (asm) hakikaten eşsiz anlamlar yüklediği bir hadîs-i şerîfinde “Âhiret için orada sonsuz kalacağına göre çalış”2 buyurmaktadır. İşte Üç Aylar, mübarek geceleri, Ramazan Ayı, Kadir Gecesi, hatimler bu sonsuz kalınacak âhiret için azımızın çokça kabul edileceği zamanlardır.
Daha doğrusu bizlere fırsatlar verilmektedir.
1’e on, 1’e bin, 1’e on bin, 1’e 20-30 bin gibi kazançları elde edebilecek fırsatlar.
Öyle ki 1000 aydan daha hayırlı bir gece vardır ki, bir insanın yaklaşık 83,3 sene ömrüne karşılık gelir. Peygamberî bir ahlâk üzere ömr-ü hayatında sadece bu geceyi 40 defa hakkını edâ ederek geçiren bir insanın kazancı, takriben 3332 yıllık bir zaman dilimine karşılık gelir. Bu hâsılat da sonsuz kalınacak âhiret zamanı için Cenâb-ı Hakk’ı memnun edecek bir gayret sayılabilir. Bir de işin başka bir tarafı vardır ki, bu kadar ihsâna karşı lâkayt kalmak, yokmuş gibi davranmak ihsânı verene karşı bir hürmetsizliktir.
İhsânı verenin bu cömertliğine karşı hürmetsizlik etmekten ciddiyetle kaçınılması gerekmektedir.
Evet, önümüzde Üç Aylar gibi azamî bir ciddiyet ile hazırlanılması gereken bir zaman dilimi var. Kapımızı çalmak üzere. Her günü, her saati ve her dakikası çok kıymetli. Şimdiden rûhen ve bedenen hazırlık yapılması gereken ve planlamaların önceden hazırlanılacağı bir zaman dilimi. Azimle, kararlılıkla ruhî ve bedenî bir terbiye zamanı. Gıybetten, dedikodudan, çok konuşmakdan uzak her türlü günahtan kaçınarak, Cenâb-ı Hakk’a nihâyetsiz derecede muhtaç olduğumuzun bilinci ile istiğfar ile zamanı çok iyi planlayıp değerlendirerek Kur’ân ile ibâdet ile ilim öğrenmek ile Cenâb-ı Hakk’ın muhabbetini kazanmak ile geçirilecek bir zaman dilimi. Unutulmamalıdır ki, beklenen gelir ve geçer, önemli olan geldiğinde nasıl karşılandığı ve ne kadar istifâde edildiğidir. Giden geri gelmez, bir sonra gelecek Üç Aylar’ın ise bize kavuşacağının hiçbir senedi yoktur.
Âcizâne bütün Müslümanların mübârek Üç Aylarını tebrik ederek, olabilecek en üst seviyede bir istifâdeyi Cenâb-ı Hakk’ın hepimize fazlından, kereminden ihsân etmesini niyâz ederiz.
Allah’a emânet olunuz.
1. Risâle-i Nur Külliyatı, Mektubat II, Osmanlıca nüsha, sayfa 252.
2. İmam-ı Gazali, Hadîs-i Şerîf, Eyyühe’l-Veled
Bir yanıt yazın