MERYEM süresini, her kim kırk bir kere okursa, Hak rızklar ihsan buyurur ve yoksulluktan kurtulur.
— TA-HA süresini, her kim yirmi bir kere okursa, evde kalan kız evladına kısmet çıkar, Salih bir er nasip olur.
Görünmeyen Dünyanın Görünen Bağlantısı
MERYEM süresini, her kim kırk bir kere okursa, Hak rızklar ihsan buyurur ve yoksulluktan kurtulur.
— TA-HA süresini, her kim yirmi bir kere okursa, evde kalan kız evladına kısmet çıkar, Salih bir er nasip olur.
Hicretten önce İslâm’a giren Ensâr’ın kahramanlarından meşhur sahâbî. Asıl adı Sammak olup, Hazrec’in Saideoğulları kabilesine mensuptur.
Hz. Peygamber hicretin birinci yılında Muhâcirler ile Ensâr arasında “kardeşlik” tesis ettiğinde, Ebû Dücâne de Muhâcirlerden Utbe b. Gazvan ile kardeşlik oluşturmuştur. Ebû Dücâne, Ensâr’ın ve İslâm askerlerinin en cesur savaşçılarındandır. Uhud savaşında Rasûlullah, üzerinde “korkaklıkta utanç, ileri gitmekte şeref var, kişi korkaklıkla kaderden kurtulamaz” yazılı bir kılıcı eline alarak, “bu kılıcın hakkını kim verir?” diye sormuş, Ebû Dücâne de kılıcı alarak savaşmıştır. Başını kırmızı bir sargı ile saran Ebû Dücâne, düşman saflarını yararak Ebû Süfyan’ın karısı Hind’in yanına kadar Ulaşıp, onu yalnız başına yakalamış fakat “Rasûlullah’ın kılıcı ile yalnız bir kadının başını kesmek bana lâyık değildir” diye tekrar geriye dönmüştür. Savaşın kızıştığı ve Rasûlullah’ın öldürüldüğü söylentileri çıkarılarak müslüman ordusunun moralinin bozulduğu sırada Rasûlullah’ın çevresini, Ebû Bekir, Ömer, Ali, Abdurrahman, Sa’d, Zübeyr, Talha, Ebû Ubeyde ve Ebû Dücâne kuşatmışlardı. Ebû Dücâne, Rasûlullah (s.a.s.)’in üzerine kapanarak düşman oklarına ve taşlarına karşı kendisini siper etmiş, yaralanmıştır. Müşriklerden Asım ve Ma’bed’i öldüren odur (Vakidi, Meğazî, s.63).
Rasûlullah (s.a.s)’in, Kur’ân, fıkıh ve hadis ilimlerinde önde gelen ashâbından biri. Asıl adı Uveymir’dir. Hazrec kabilesine mensuptur. Hicrî ikinci yılda müslüman oldu. Vâkıdî’nin naklettiğine göre, Ebû’d-Derdâ ailesi içinde en son müslüman olandır. Onun örtüyle örttüğü bir putu vardı. Kendisini İslâm’a dâvet eden dostu İbn Revâha bir gün putunu o evde yokken parçaladı ve gitti. Ebû’d-Derdâ eve gelince önce çok kızmış, sonra şöyle demiştir: “Eğer putta bir hüner olsaydı, kendini koruyabilecekti. ” Ve sonra Peygamber efendimize giderek müslüman oldu (Hâkim, el-Müstedrek, III, 336).
Şirinevler Mah., Mareşal Fevzi Çakmak Cad, İncesu Sokak No:2-4 Kat 2 Daire 12, Bahçelievler, İstanbul