Son peygamber Hz. Muhammed (asm)’ın dünyayı teşrifi, dünya tarihinin en büyük olayıdır. O’ndan önce dünya, manevî karanlıklarla, zulüm ve cehaletle dolu iken, O’nun bereketiyle iman nurlarıyla aydınlanmış, insanlık cehaletten kurtularak ilim ve hikmetle donanmıştır. Dünyadaki bütün siyasi ve dini düzen alt-üst olmuş, eski dinler ve büyük devletler yerlerini İslâmiyet’in hâkimiyetine bırakmıştır.
O’nun bu büyük inkılâbı aslında asırlardır beklenen ve bütün peygamberlerin ümmetlerine müjde verdikleri bir hadiseydi. Elbette insanlığın en büyük peygamberinin (asm) ortaya çıkması ve büyük inkılâbı, bütün peygamberlerin (as) ve ellerindeki semavî kitapların ilgisini çekecek ve ondan bahsedeceklerdir.
Onların Resûl-ü Ekrem (asm)’ı haber vermesi konusunda Üstad Bedîüzzaman çok mühim bazı tesbitler yapar. Mûcizat-ı Ahmediye adlı eserindeki tesbitlerinden bir kısmı şu mealdedir:
Tevrat ve İncil gibi semavî kitaplarda Peygamberimizin adı, Ahmed, Muhammed ve Mustafa manalarına gelen Süryanice ve İbranice tabirlerle geçiyordu. Açıkça Ahmed ve Muhammed az idi. O az miktarını da kıskanç yahudiler değiştirmişlerdir.
Hem, Eski semavî kitaplar en küçük gelecek hadiselerinden bile haber verdiklerine göre, o dinleri yürürlükten kaldıracak olan Hz. Muhammed’den (asm) ve onun meydana getireceği büyük değişimden haber vermemeleri mümkün değildir.
Öyleyse o kitaplar Hz. Muhammed’i (sav) ya kabul ederek veya reddederek muhakkak bahsetmeleri gerekir. Onları incelediğimizde Peygamberimizi reddeden ifadelerle karşılaşmıyoruz. Öyleyse O’nu tasdik edem cümleler bulunması gerekir. Hem çokça vardır. Bir önceki asırda yaşayan büyük İslam âlimi Hüseyin Cisrî Hazretleri (1845-1909) o kitaplardan yaptığı incelemelerle, bozulmuş olmalarına rağmen, Hz. Muhammed’den (asm) bahseden tam 114 yer bulmuştur. Demek ki daha önce çok daha fazla varmış.
Üstad Bedîüzzaman da, o kitaplardan yaptığı incelemeyle bulduğu işaretlerden en mühimlerini kitabına almıştır. Onlardan bir kısmı şunlardır:
Bir yanıt yazın