İTİKÂF NEDİR?
Lügatta, bir yerde kapanıp kalmaktır. Orada durup ikamet etmektir. Şeriatta ise, oruçlu kimsenin, itikâfa niyet edip kalmasıdır.
Bir diğer mânâda itikâf, kalbi dünya meşguliyetinden boşaltmak ve kendini Mevlâ’ya vermektir. Denildi ki: İtikâf ve Ukûf; bir yerde durup kalmaktır ki, bunun mânâsı; beni bağışlamadıkça kapından ayrılmam, demektir. (Seyyid Şerif Cürcânî, Terimler Sözlüğü, Bahar Yayınları)
İTİKÂFA GİRMENİN MÜKÂFATI NEDİR?
İtikâfa giren kişinin günahları hapsedilir
İbn Abbas’ın (ra) bildirdiğine göre, Allah’ın Resulü (asm) şöyle buyurmuştur:
“İtikâfa giren kişi hakkında, bu kimse günahları hapsedip, sevapların tümünü yapan kimse gibi, kendisine
sevapları işlenir.” (İbn Mâce- Cem-ul Fevaid )
İtikâfda olan günahlardan uzaklaşmış olur
“İtikâfta olan, günahlardan uzaklaşır, her iyiliği işlemiş gibi sevaba kavuşur.” (İbn Mâce)
İtikâfa giren köle azad etmiş gibi olur
“Bir devenin iki sağımı kadar itikâf eden, bir köle azat etmiş gibi sevap kazanır.” (Tenvir)
İtikâfa girmek iki hac sevabı kazandırır
“Ramazanda on gün itikâf eden, 2 defa (nafile) hac yapmış gibi sevap kazanır.” (Beyhaki)
Allah rızası için itikâfa giren cehennemden uzaklaşır
“Allah rızası için bir gün itikâf, insanı cehennemden çok uzaklaştırır.” (Taberani, Hâkim)
İtikâf Allah katındaki mertebeyi yükseltir
Resulullah efendimiz buyurdu ki:
“Miraç gecesi, beşinci göğe geldiğimde, Osman’ın suretini gördüm. Bu mertebeye ne ile eriştin dedim. Mescidde itikâf etmekle dedi.” (Menakıb-ı Cihar Yâri Güzin)
İtikâfa giren kişiyle cehennem arasında üç hendek açılır
İbn-i Abbas (ra), Hz. Peygamber’den(asm) şöyle nakleder:
“Kişinin ihtiyacı anında bir kardeşinin yanında olması, yirmi yıl itikâf etmesinden daha üstündür. Her kim de Yüce Allah’ın rızası için bir gün itikâf ederse, Yüce Allah onunla Cehennem arasında üç hendek açar ki her bir hendeğin diğerinden uzaklığı Doğu ile Batı arasındaki uzaklık kadardır.” (Taberani- Cem-ul Fevaid)
“İTİKÂFIN EDEBİ” NEDİR?
• İtikâf, Ramazan ayının son on gününde ve mescitlerin en faziletlisinde yapılmalıdır
• İtikâf esnasında hayırdan başka bir şey söylenmemelidir. Günah gerektirmeyen şeyleri konuşmakta bir sakınca yoktur. Bir ibadet inancı ile susmak ise mekruhtur. Günah sayılan şeylerden dili tutmak ise, ibadetlerin büyüklerinden biridir.
• İtikâf esnasında Kur’ân-ı Kerim okumaya, Hadis-i Şerif, Peygamberlerin yüksek siyerlerine, dinî meseleleri öğretmeye devam etmelidir.
• İtikâf yapan kimse, temiz elbiselerini giymeli, güzel kokular sürünmelidir. Başını da yağlayabilir.
• Nefsine itikâfı vacib kılacak kimse, buna yalnız kalben niyetle yetinmemeli, dili ile de söylemelidir.
• İtikâf sırasında kötü ve çirkin söz söylememek, Ramazanın son on gününü ve cemaati kalabalık olan mescidi tercih etmek, itikâfın adabındandır. (Büyük İslam İlmihali- Ömer Nasuhi Bilmen)
İtikâfta olan kişi rahatsız edilmemelidir
• Ebu Said der ki:
Resulullah mescide itikâfa girdiği zaman cemaatin Kuran’ı sesli olarak okuduğunu işitti. Kaldığı yerin perdesini ayarladı ve: “ Bilin ki hepiniz Yüce Allah’a yakarıyorsunuz. Onun için kimse kimseyi (sesini yükselterek) rahatsız etmesin. Kur’an okurken” veya “namaz kılarken de kimse sesiyle bir diğerinin sesini bastırmasın” buyurdu. (Ebu Davut- Cem-ul Fevaid)
İTİKÂFI BOZAN ŞEYLER NELERDİR?
Allah rızası için şu mescitte şu kadar müddet itikâf yapmaya niyet ettim demekle bunu nefsine vacip kılar. Kalben bunu geçirirse de niyet yerine geçmiş olur. Bu niyetle mescide giren kimse abdest almak, gusletmek, abdest bozmak gibi zaruret olmadıkça mescitten ayrılmaz. Aksi takdirde itikâfı bozulur. (Kütüb-ü Sitte)
Özürsüz itikâf yerinden çıkmak itikâfı bozar
• Bir özür olmaksızın mescitten çıkmak itikâfı bozar. Onun için itikâf yapan bir kimse, geceleyin veya gündüzleyin özür bulunmaksızın bir müddet kasden (bilerek) veya sehven (yanlışlıkla) mescitten çıkarsa itikâfı bozulur. Bu müddet, iki İmama göre, bir günün yarısından ziyade bir zamandır. Bir görüşe göre de, günün belirsiz bir saatinden ibarettir. Kadın da itikâf ettiği odadan özürsüz evinin içine çıksa, itikâfı bozulur.
• Şu işleri yapmak için mescitten dışarıya çıkmak da itikâfa engel olur. Hasta ziyaretinde bulunmak, cenaze hizmetinde bulunmak, cenaze namazı kılmak, şahitlik etmek, bir hastalık sebebiyle bir saat kadar dışarı çıkmak da itikâfı bozar. Ancak itikâf adağı yapılırken, hastaları ziyaret ve cenaze namazında bulunmak şart kılınmışsa, bunlar için çıkılması itikâfı bozmaz.
• Pek az rastlanan bir özürden dolayı da dışarı çıkmak itikâfı bozar. Boğulmakta olan veya yangına düşmüşü kurtarmak için dışarı çıkmak itikâfı bozduğu gibi, cemaatin dağılmasıyla dışarıya çıkmak da bozar.
Cinsi ilişkide bulunmak itikâfı bozar
Cinsi ilişkide bulunmak itikâfı bozar. Kur’an-ı Kerimde; “Mescitlerde itikâfa çekildiğinizde kadınlarınıza yaklaşmayın ” (el-Bakara, 2/187) buyurulur. Öpmek ve kucaklamak gibi şeylerden dolayı inzal vaki olursa, yine itikâf bozulur.
Bayılmak itikâfı bozar. ( Büyük İslam İlmihali- Ömer Nasuhi Bilmen)
İtikâfta büyük günah işlemek itikâfı bozar
İtikâfta bulunan kişi büyük bir günah işlediği takdirde itikâfı bozulur. Çünkü büyük günah ibadetin zıttıdır. (Kurtubi, 614)
İTİKÂFA GİREN KİŞİ HANGİ İBADETLERLE MEŞGUL OLMALIDIR?
İtikâfa giren kişi, mescidde kalır, namaz, Kuran tilavet ve tefekkür gibi ibadetin çeşitleriyle meşgul olur. Dünyevi meşguliyetleri terk eder. (Kütüb-i Sitte)
Kişinin itikâfı bozulduğunda ne yapmalıdır? Bozulan itikâfın kazası gerekir mi?
Vacip olan bir itikâf bozulunca, onun kazası gerekir. Meselâ: Belli bir ay için yapılan itikâf esnasında, bir gün oruç bozulsa veya dışarıya çıkılsa, yalnız bir günlük itikâf için kaza gerekir.
Fakat belirsiz olarak fasılasız bir ay için nezredilmiş (adanmış) bir itikâf esnasında, böyle bir gün oruç bozulacak veya dışarıya çıkılacak olsa, yeniden bir aylık itikâfa başlamak gerekir. İtikâf yapan kimse ister kendi iradesi ile orucunu açsın ve dışarı çıksın, ister iradesi dışında olarak cinnet ve bayılma durumuna düşsün, eşittir.
İtikâfta bulunan bir kimseye, bu ibadeti esnasında birkaç gün baygınlık veya cinnet gelse, itikâfı bozulur. İyileşip kendine gelince yeniden itikâfa başlar. Öyle ki, bu durum devam ederek birkaç sene sonra üzerinden kalksa, yine itikâfı kaza etmesi gerekir. (Büyük İslam İlmihali- Ömer Nasuhi Bilmen)
İTİKÂFA NERELERDE GİRİLMELİDİR? EVLERDE İTİKÂFA GİRİLEBİLİR Mİ?
Bazı âlimlerce; Mescid-i Nebevî, Kâbe ve Mescid-i Aksa’da, bazılarınca cuma kılınan mescitlerde itikâf caiz addedilirken, Hanefîler beş vakit namazın kılındığı her yerde itikâfın caiz olacağına hükmederler. (Kütüb-ü Sitte)
Mezheplere göre itikâfa girilecek yerler
Hanefilere göre: İtikâfa girilecek mescidin, cemaat mescidi olması şarttır. Cemaat mescidi, içinde beş vakit namaz kılınsın kılınmasın, imamı ve müezzini bulunan mescittir.
Bu söylediklerimiz, itikâfa giren kişinin erkek olması durumunda söz konusudur. İtikâfa girecek olan kişi kadın ise, evin içinde namaz kılmak için hazırlanmış olduğu mescidde itikâfa girer. Anılan cemaat mescidin de, itikâfa girmesi tenzihen(helale yakın) mekruhtur. Kadının Mütad(alışılmış olan)olarak namaz kıldığı kendi yeri dışında, başka bir yerde itikâfa girmesi sahih olmaz. Bu yer kadın için, ister evinin içinde bir Mescid olarak hazırlanmış olsun; isterse kadının namaz kılması için hazırlanmış olsun fark etmeyip aynı hükme tabidir.
Malikilere göre: İtikâfa girilen mescidin halka açık olması ve içinde Cuma namazı kılınan bir Mescid olması şarttır. İtikâfa giren kadın bile olsa, ev içindeki mescidde itikâfa girilmez. Kâbe’de veya bir velinin makamında da itikâfa girilemez.
Şafiilere göre: İtikâfa girecek kişi, mescidin sırf Mescid olarak vakfedildiğini, yani bu mescidin hisseli olmadığını zannederse, bu mescidde kadın veya erkeklerin itikâfa girmeleri sahih olur. Böyle bir Mescid, cami olmasa, ya da halka açık olmasa da itikâfa elverişli olur.
Hanbelîlere göre: Kadının da, erkeğin de her mescidde itikâfa girmeleri sahihtir. Ancak, kendisine cemaatin vacib olacağı, bir farzın araya girmesi halinde, itikâfa girmeye niyet edilmesi durumunda, cemaatin itikâfa girenlerden teşekkül etmesiyle de olsa, cemaatle namaz kılınan bir mescidde itikâfın yapılması gerekir.(Dört Mezhebe Göre İslam Fıkhı)
Erkekler itikâfını mescitte yapmalıdırlar
Erkeğin, itikâfı cemaatle beş vakit namaz kılınan mescidde olmalıdır. İtikâfın en faziletlisi Mescid-i Haram’da, sonra Mescid-i Nebevî’de ve sonra da Mescid-i Aksa’da olandır. Diğer mescitlerdeki fazilet cemaatin çokluğuna göre değişir. (İslam İlmihali- M. Asım Köksal)
Maliki mezhebinde meşhur olan görüş ise şudur; on gün itikâf etmek isteyen yahut bu kadar itikâfta bulunmayı adayan bir kimse ancak cami olan (Cuma namazı kılınan) mescitlerde itikâfta bulunabilir. Bir başka mescitte itikâfta bulunduğu takdirde Cuma namazına çıkması gerekir ve itikâfı batın olur. (Kurtubi, 613)
Kadınların evlerinde itikâfa girmeleri daha faziletlidir
Kadınlar da kendi evlerinde mescit edinilen veya mescit olarak ayıracakları bir odada, itikâfta bulunurlar. Buraları onların hakkında birer mescit sayılır. Kadınların dışarıdaki mescitlerde, itikâf etmeleri caiz ise de, kerahetten(mekruh olmaktan) kurtulamaz. Kadınların kendi evlerinde namaz kılmaları, mescitlerde namaz kılmalarından daha faziletli olduğu gibi, evlerinde itikâfları da her türlü fitne ve fesat düşüncesinden beri olacağı cihetle, mescitlerde itikâfta bulunmalarından daha faziletlidir.
İmam Şafiî’ye göre, itikâf tazime lâyık bir yerde yapılabilir ki, o da mescitlerdir. Evlerde mescit edinilen yerler, bu tazime lâyık değildir. (Büyük İslam İlmihali)
Bir yanıt yazın