Başımda rahmetle geliyorum mü’minlere, tâ ki yıkansınlar o rahmet deniziyle. Ellerimse mü’minler için hususi hazırlanmış rahmet hediyeleriyle dolu. Ve benim zamanımda öyle bir çekiliş var ki yüzde doksan dokuzu kazandırıyor, nasıl mı?
İşte Bak!
Benim adım bütün mukaddes kitaplarda var.
Hükmü kıyamete dek sürecek Kur’an-ı azim’uş-şan’da ismim övgüyle hatırlatılır.
Beni tutanı ben de tutarım, hatta onu öyle bir kavrarım ki, beni tutarken kazandıkları sabır ve günahlardan kaçma kabiliyetiyle onları diğer zamanlarda işleyecekleri kötülüklerden korurum da, böylece onlar ahiret piyangosunu kazanırlar.
Daha bitmedi! Benim tutulduğum bu ayda öyle bir ziraat var ki; toprak verimli yani zaman Ramazan, Oruçla inen rahmet, nisan yağmuru gibi.
Sen de tohumu ihlasla ek bak o zaman hasat ne yaman!
Nasıl mı?
İşte!
Bir Kur’an harfine en az on sevap, Cuma günleri binden fazla, hele ki içimde bir gece var ki her bir Kur’an harfi on binler kıymetinde.
Bak! Ayşe nine, Hasan dede Ömrüm boşa gitti deme! Öyle bir geceyle geliyorum ki size, sizin bütün ömrünüze bedel.
Ve ey genç! Ömür ne kadar bilinmez, seksen sene yaşayamayabilirsin. İşte sana fırsat kaçırma! Ve bir fırsat daha; mü’minlere iftar ver hepsinin sevabının misli sana verilsin. Bir bardak suyla bile olsa.
Lakin bir şeyi unutma!
Beni tutarken iyi tut, beni bozan şeyler var.
Dilinle de beni tut, hayrı söyle!
Aklınla da beni tut tefekkür et!
Kalbinle de beni tut istiğfar eyle!
Benliğinle dahi beni tut aczini bil, ateşten kurtul!
Sadece bir ay seninleyim, kıymetimi bil!.
Benim seher yelim Cennet esintisidir, teheccüt penceresini aç ki sana da gelsin.
Bak son lokman son yudumun tamamlayamadın; bir yudumun bile sahibi değilsin, nasıl hakimiyet dava edebilirsin?
Ey kâinat sultanının has misafirleri!
İşte ezanlar okunuyor, toplar atılıyor. Sultanlar sultanının iftar ziyafetine davetiniz var. Buyurun! Semada melekler bu manzaraya hayran çünkü dünya üzerinde harika bir surette hakimiyet-i ilahi tecelli ediyor. Dünya yuvarlak, vakitler her şehirde farklı. Böylece her an ezanla bir bölük halk iftar edip itaat ediyor. Sen ağzına götürdüğün her lokmayla “Mülk senin ya Rab! Ben bu lokmaya değil sana muhtacım” diyorsun.
Ben kim miyim?
Evet evet tanıdın çok iyi biliyorsun, ben on bir ayın sultanı Ramazan orucuyum: Benim arkadaşlarım Cennete Reyyan kapısından girerler. Orada nasıl bir mükafat olduğunu sadece RABBİMİZ bilir.
İşte böyleyim ben dostlarım. Başımda rahmet tacı, gövdemde mağfiret var, semerem de cehennemden azat etmektir.
MERHABA YA ŞEHR-İ SULTAN, MERHABA!
Bir yanıt yazın