el-BAKİ
Varlığının sonu olmayan…
Bu ism-i şerîf “varlığın devamını” bildiren bir kelimedir. Varlığın devamı, önü ve sonu olmamakladır. Önü olmamak mülâhazasıyla Allah Teâlâ’ya Kadîm, sonu olmamak mülahazasıyla Bâkî denir. Bu mânalara yakın Ezelî ve Ebedî ism-i şerifleri de vardır.
Baki, ezeli ve ebedi kalıcı, asla fena ve yokluğu mümkün olmayan manalarınadır. Yani vacibun lizatihi demektir. Bu ismin zikrine devam ömrü uzatır, işleri sağlamlaştırır, evlad ve mülkün kalıcılığını sağlar.
Her namazdan sonra, haramdan uzak olmak, az yemek az uyumak şartıyla bu ismin zikrine devam edilirse, o kimse hangi makamdaysa daha yüce mkam ve rütbeler çıkar. Makam ve mertebesinden asla düşmez ve azlolmaz. Amele devam edilen bir ay boyunca her Cuma gecesi leban-ı zeker buhur etmek lazımdır. Canlı ve canlıdan mamul hiçbir şey yiyip içmemek gerekir. Zamanı gelince kırmızı bir nur zahir olur, ufka doğru dikilir, yedi tabakayı yakmış gibi parlar. Sonra bu nur kaybolur, cİn ordusu ortaya çıkar bunların görünüşlerinden korkmamak gerekir. Bunlar da hiçbir şey demeden geçer giderler. Sonra çok güzel rengarenk bir sıfatta ruhaniler alemi zuhur eder. Selam verip hacetin ne olduğunu sorarlar. Muradım Allah ve resulü denilir. Sonra onlar kaybolur, yedi dairedeb birincisi ve ricali zahir olur. Bu nurani dairedir, ruhaniler ve dairenin ortasında etrafında döndükleri kutubları vardır. Rical selam verip ey bu ismin hadimi bizden ileri geç, orada rahmani daireye ulaşacaksın, dairenin ricalini ve kutublarını göreceksin, derler. Oradan aynı şekilde ve aynı konuşmayla melekuti daireye, oardan samedani daireye, oradan da aynı şekilde ceberuti daireye geçilir. Ceberuti daire çevresinde melekler ve rical-i salihin ve kutubları vardır. Oradada aynı şekilde bizden ileri geç, doksan dokuz nur perdesi görülür, göz açıp kapayana dek yırtabildiğini yırt derler. Oradan vahdani daireye geçilir, orada kutub ve dört cihetin koruyan ve halkın kendileriyle kaim olduğu dört evtad vardır. Muhafızlar ve gavs da oradadır. Burası sidretü’l-müntehadır, her cihetten nida-yı rabbani işitilir. Orada sorulan her soruya cevap bulunur, her arzu edilen şey ihsan olunur. Burada o kimseye dünyada bulunmayan değerli bir taş üzerine nakşedilmiş Hz. Süleymanın veziri Asaf bin Berhiya’nın tanzim ettiği vefk verilir. Bununla madde göz açıp kapayıncaya kadar yakına gelir. Bu vefkin şekli aşağıda görüldüğü gibidir.
Bu mübarek ismi şerifi her farz namazın arkasından 113 defa zikreden kimse, devlet reisi dahi olsa, o mekandan inmez. Hatta bütün halk ittifak etse bile.
Bir yanıt yazın