Hz Ömer Türbesi
Kıbrısta az bilinen iki önemli İslami değer bulunmaktadır. Bunlar biri Kuzey Kıbrıs Cumhuriyetinde Girne (Kyrenia) şehir merkezinden yaklaşık 4-5 kilometre doğu’da bulunan Hz Ömer Türbesi (halife Ömer değil, oraya sefer düzenleyen komutan) ve diğeri malesef rum kesiminde kalan Hala Sultan türbe ve camii.
Çatalköy mevkisinin deniz kıyısında kayalık bir arazide yer almaktadır. Oldukça sessiz ve sakin bir yerde bulunan Hz. Ömer Türbesi kiöik ancak çok tatlı ve huzur veren bir Cami ile günümüzde hizmete devam etmektedir. Gerek Türkiye ve gerekse yurt dışındaki müslümanların Helal Tatil (Eid Holidays) yapmak için gittikleri KKTC deki uğrak yerlerinden biridir.
Hz. Ömer Türbesinde bulunan kişiler, Emevi Halifesi döneminde M.S 647 senesinde gerçekleşen Arap akınları esnasında, Muaviye ordusu komutanlarından biri olan Ömer ve altı arkadaşı, bu bölgede şehit düştükleri için, yine bu bölgede yer alan mağaraya gömülmüşlerdir.
Osmanlıların Kıbrıs yarımadasını ele geçirmesinden sonra, bu mağaradaki 7 İslam Mücahidine ait olan kemikler, gömüldükleri yerlerden çıkarılarak, günümüzde Hz. Ömer Türbesi olarak bulunan yere defnedilmiştir ve aynı zamanda buraya türbe ve mescit yapılmıştır.
Bazı yazarların ve kişilerin düşüncelerine göre Hz. Ömer Türbesi, Kıbrıs’ta İslamiyet’i pekiştirmek ve yaygınlaştırmak adına Makam Türbesi olarak yaptırıldığı düşünülmektedir.
Hz. Ömer Türbesi; 1963 yılında gerçekleşen Rum saldırıları ile harap olmuş ve askeri bölge olarak ilan edilen bu bölgeye Türklerin ziyareti yasaklanmıştır. 1974 yılında ise Türbe’ye yıldırım çarpmış ve 1978 yılında bilinçsiz onarım sonucunda özelliğini yitirmiştir.
Günümüzde restorasyonu devam eden mescıd ve türbe aktif olarak büyük, sosyal faliyetleri olan modern yeni bir proje hayata geçirmektedir.
Hala Sultan Tekkesi
Larnaka’nın güneyinde bulunan Hala Sultan Tekkesi, Tuz Gölü’nün batı kıyısında bulunmaktadır.
Kıbrıs’ta kutsal sayılan yerlerin başında gelen Hala Sultan tekkesindeki mezarın, Arap akınlarının başladığı M.S 647 (veya M.S 649) yılının ilkbaharında ikinci eşi Ubada bin al-Samit ile Kıbrıs’a geldikten sonra katırdan düşüp boynu kırılmak suretiyle şehit olduğuna inanılan Peygamberin süt annesi Ummü Süleym’ın kız kardeşi (yani Hz. Peygamberin teyzesi) Hala Sultan’a aittir.
Bu nedenle İslâm âlemi için kutsal sayılan Kabe ile Mekke’deki Hz.Muhammed’in mezarından sonra üçüncü sırada yer alan önemli bir ziyaret yeri olma özelliğini günümüze kadar korumuştur.
Hala Sultan ile ilgili bir başka rivayet ise, Hala Sultan’ın Arap akınlarından önce Filistin’den Ramleh’e giderken yolunun üstündeki bir keşişin (veya bir Yahudi’nin) evinde gecelemesiyle ilgilidir. Gecelediği evde sütun şeklinde üç büyük taş görünce onları satın almak istemiş. Ancak taşların yerlerinden kaldırılamayacak ağırlıkta oluşuna dayanan keşiş onları Hala Sultan’a hediye etmiş. Hala Sultan da ona: “Taşlar burada kalsın. Vakti gelince yerlerinden alınacaklardır” demiş. Nihayet Hala Sultan, Halife Hz. Osman’ın döneminde Abdullah İbn Kays komutasında yapılan ilk Kıbrıs seferine kocası Ubeyde/Ubade (Ubadetü’bni Samit) ile katılmış. Trablus Şam’dan hareketle Tuzla İskelesi’ne yakın bir yerden Kıbrıs’a ayak bastıktan kısa bir süre sonra Cenevizlilerin saldırısına uğrayıp attan düşmüş ve boynu kırılarak şehit olmuş. O gece keşişin hediye ettiği taşlar ilahi bir güçle yerlerinden alınarak biri mezarının ayakucuna, diğeri başucuna, sonuncusuysa iki taşın üzerine konmuş.
Bazı kişiler mezarın bulunuşunu farklı yazsalarda, Osmanlı döneminde o civarda yerleşik olan dervişlerin sürekli gördükleri rüya üzerine işaret edilen yeri kazıp mezarı bulmüilar ve merkezden yapılan araştırmalarla bu kimlik doğrulanmış ve türbe ve cami yapılmiştır.
Günümüzde güneyde rum kesiminde kalan bir çok camiyi yok eden rumlar, bu değeri bilinirliği sebebiyle yok edememişlerdir. Ancak Turk pasaportu ile (TR Türkleri) ziyaret edememektedirler.
Bir takım entel dantel ve sozüm ona humanist takılan rum yalakası KKTC li yazarlar ise nerdeyse bütün her şeyi yabancılara dayatmaktadırlar. Bereket versinki bütün yalan yanliş toplamalara rağmen Müslüman kimliği olduğu için çalamamış ve bir takım türbelerimizi kapadıkları yok ettikleri gibi bu değeri yok edememişlerdir.
Bir yanıt yazın