عَنْ أَب۪ي هُرَيْرَةَ رَضِيَ ا للّٰهُ عَنْهُ قَالَ:
كَانَ يَعْرِضُ عَلَى النَّبِيِّ صَلَّى ا للّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ الْقُرْآنَ كُلَّ عَامٍ مَرَّةً فَعَرَضَ عَلَيْهِ مَرَّتَيْنِ فِي الْعَامِ الَّذ۪ي قُبِضَ ف۪يهِ.أَخْرَجَهُ الْبُخَارِىُّ
Ebû Hureyre (ra) şöyle demiştir:
Cebrâil as.) her sene (Ramazanda) Kurân-ı Kerîm’i Hz. Peygamber (asm)’a bir defa arz eder, okurdu. Vefat ettiği sene iki kere arz etti, okudu.
(Buhârî)
İmâm-ı A’zam bu hadisten yola çıkarak, her Müslümanın senede iki kere Kur’ân’ı, hatmetmesi gerektiğine hükmetmiştir. Haftada bir cüz okuyan bir kimse ortalama olarak bu hükmü yerine getirmiş kabul edilebilir.
وَعَنْ أَب۪ي ذَرٍّ رَضِيَ ا للّٰهُ عَنْهُ قَالَ: قَالَ رَسُولُ ا للّٰهِ صَلَّى ا للّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ : إِنَّكُمْ لَا تَرْجِعُونَ إِلَى ا للّٰهِ بِشَيْءٍ أَفْضَلَ مِمَّا خَرَجَ مِنْهُ يَعْنِي الْقُرْآنَ.
رَوَاهُ الْحَاكِمُ وَصَحَّحَهُ وَرَوَاهُ أَبُو دَاوُدَ ف۪ي مَرَاس۪يلِه۪ عَنْ جُبَيْرِ بْنِ نُفَيْرٍ
Ebû zer (ra) Peygamberimizin (asm) şöyle buyurduğunu rivâyet etmiştir:
“Siz, Allah’ın huzuruna, O’nun kelâmı Kur’ân’dan daha faziletli, hiçbir şey ile dönemezsiniz.”
(Hakim, Ebû Dâvud)
________________________________________
وَعَنْ أَب۪ي هُرَيْرَةَ رَضِيَ ا للّٰهُ عَنْهُ أَنَّ رَسُولَ ا للّٰهِ صَلَّى ا للّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ: يَج۪يءُ صَاحِبُ الْقُرْآنِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ فَيَقُولُ الْقُرْآنُ: يَا رَبِّ حَلَّهُ : فَيُلْبَسُ تَاجَ الْكَرَامَةِ ثُمَّ يَقُولُ: يَا رَبِّ زِدْهُ. فَيُلْبَسُ حُلَّةَ الْكَرَامَةِ ثُمَّ يَقُولُ: يَا رَبِّ ارْضَ عَنْهُ. فَيَرْضٰى عَنْهُ. فَيُقَالُ لَهُ: اِقْرَأْ وَارْقِ وَيَزْدَادُ بِكُلِّ آيَةٍ حَسَنَةً. رَوَاهُ الترْمِذِيُّ وَحَسَّنَهُ وَابْنُ خُزَيْمَةَ وَالْحَاكِمُ وَقَالَ صَح۪يحُ الْإِسْنَادِ
Ebû Hureyre (ra) Resûlullah (asm)’ın şöyle buyurduğunu rivâyet etmiştir:
Kur’ân’ın dostu kıyâmet gününde (Allah’ın huzuruna) gelir, Kur’ân: “Ya Rabbi! Ona hulle giydir” der. Bunun üzerine kendisine şeref tâcı giydirilir. Sonra Kur’ân: “Yâ Rabbi! Ona ihsânını artır” diye duâ eder, şeref elbisesi giydirilir. Daha sonra Kur’ân: “Yâ Rabbi! Ondan râzı ol” der. Allah da ondan razı olur ve kendisine: “Oku ve yüksel” denilir. Okuduğu her âyetten dolayı bir iyilik de fazla verilir.
(Tirmizî, Hâkim, İbn-i Huzeyme)
________________________________________
وَعَنْ جَابِرٍ رَضِيَ ا للّٰهُ عَنْهُ عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى ا للّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ: اَلْقُرْآنُ شَافِعٌ مُشَفَّعٌ وَمَاحِلٌ مُصَدَّقٌ. مَنْ جَعَلَهُ أَمَامَهُ قَادَهُ إِلَى الْجَنَّةِ وَمَنْ جَعَلَهُ خَلْفَ ظَهُرِه۪ سَاقَهُ إِلَى النَّارِ
رَوَاهُ اِبْنُ حِبَّانَ ف۪ي صَح۪يحِه۪
Câbir (ra) Hz. Peygamber (asm)’ın şöyle buyurduğunu rivâyet etmiştir:
“Kur’ân-ı Kerîm Şefaat eden ve şefaati kabul edilendir. Savunucudur, savunması tasdik edilendir. Kim onu önünde tutarsa, kendisini Cennete sevk eder. Kim onu arkasına iterse, kendisini Cehenneme sev keder.”
(İbn Hıbban)
________________________________________
وَعَنْ أَب۪ي سَع۪يدٍ رَضِيَ ا للّٰهُ عَنْهُ قَالَ: قَالَ رَسُولُ ا للّٰهِ صَلَّى ا للّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ: يَقُولُ
الرَّبُّ تَبَارَكَ وَتَعَالٰى مَنْ شَغَلَهُ الْقُرْآنُ عَنْ مَسْأَلَت۪ي أَعْطَيْتُهُ أَفْضَلَ مَا أُعْطِيَ السَّائِل۪ينَ وَفَضْلُ كَلَامِ ا للّٰهِ عَلٰى سَائِرِ الْكَلَامِ كَفَضْلِ ا للّٰهِ عَلٰى خَلْقِه۪
رَوَاهُ التِّرْمِذِيُّ وَقَالَ حَد۪يثٌ غَر۪يبٌ
Ebû Said (ra) Peygamberimiz (asm)’ın şöyle buyurduğunu rivâyet etmiştir:
Rab Tebâreke ve Teâlâ buyuruyor ki; “Kimi Kur’ân okumak, benden bir şey istemekten alıkoyarsa, ben ona isteyenlere verilenlerden daha üstününü veririm.” Allah kelâmının, diğer kelâmlara, sözlere olan üstünlüğü, Allah’ın, yarattığı mahlûkatına üstünlüğü gibidir.
(Tirmizî)
________________________________________
عَنْ اِبْنِ عُمَرَ رَضِيَ ا للّٰهُ عَنْهُ قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللّٰهِ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَ سَلَّمَ: إِنَّ هٰذِهِ الْقُلُوبَ تَصْدَأُ كَمَا يَصْدَأُ الْحَدِيدُ إِذَا أَصَابَهُ الْمَاءُ ق۪يلَ: يَا رَسُولَ اللّٰهِ وَ مَا جِلَاؤُهَا قَالَ: كَثْرَةُ ذِكْرِ الْمَوْتِ وَ تِلَاوَةُ الْقُرْآنِ.
رَوَاهُ الْبَيْهَقِيُّ ف۪ي شُعَبِ الْا۪يمَانِ
İbn Ömer (ra) der ki; Resûlullah (asm) şöyle buyurdu:
“Muhakkak ki, demire su değdiğinde nasıl paslanıyorsa, şu kalpler de pas tutar.” “Ya Resûlallah! Onun cilâsı nedir?” diye sordular. Cevaben “Ölümü çok zikretmek, hatırlamak ve çokça Kur’ân okumaktır” dedi.
(Beyhakî, Şuab-ı İman)
________________________________________
وَعَنْ عَبْدِ اللّٰهِ يَعْنِي ابْنَ مَسْعُودٍ رَضيَ اللّٰهُ عَنْهُ عَنِ النَّبِيِّ صَلَّى اللّٰهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ قَالَ: إِنَّ هٰذَا الْقُرْآنَ مَأْدَبَةُ اللّٰهِ فَاقُبَلُوا مَأْدَبَتَهُ مَا اسْتَطَعْتُمْ إِنَّ هٰذَا الْقُرْآنَ حَبْلُ اللّٰهِ وَالنُّورُ الْمُب۪ينُ وَالشِّفَاءُ النَّافِعُ عِصْمَةٌ لِمَنْ تَمَسَّكَ بِه۪ وَنَجَاةٌ لِمَنْ اَتْبَعَهُ لَا يَزِيغُ فَيَسْتَعْتِبَ وَلَا يَعْوِجُ فَيَقُومَ وَلَا تَنْقَض۪ي عَجَائِبَهُ وَلَا یَخْلُقُ مِنْ كَثْرَةِ الرَّدِّ. اُتْلُوهُ فَإِنَّ اللّٰهَ يَأْجُرُكُمْ عَلَى تَلَاوَتِه۪ كُلَّ حَرْفٍ عَشْرَ حَسَنَاتٍ أَمَّا إِنّ۪ي لَا أَقُولُ الۭم ۭحَرْفٌ وَلٰكِنْ أَلِفٌ حَرْفٌ وَلَامٌ حَرْفٌ وَم۪يمٌ حَرْفٌ
رَوَاهُ الْحَاكِمُ مِنْ رِوَايَةِ صَالِحِ بْنِ عُمَرَ عَنْ إِبْرَاه۪يمَ الْهَجَرِيِّ عَنْ أَبِي الْأَحْوَصِ
Abdullah b. Mes’ud (ra) Peygamber (asm)’ın şöyle buyurduğunu rivâayet etmiştir:
“Bu Kur’ân Allah’ın ziyâfet sofrasıdır. Yiyebildiğiniz kadar onun nimetlerinden yiyiniz. Şüphesiz ki bu Kur’ân, Allah’ın ipi, apaçık bir nur ve faydalı bir şifâdır. Kur’ân, kendisine sarılan için koruyucusu, kendisine uyanlar için kurtarıcıdır. Kur’ân’a uyan, doğru yoldan sapmaz ki kınansın, eğrilmez ki, doğrulsun. Kur’ân’ın acâiblikleri, hârikaları tükenmez. Çok okumakla eskimez. Onu okuyunuz. Çünkü Allah, onu okumanın her harfine on ecir verir. Dikkat edin ‘elif, lâm, mîm’ bir harftir demiyorum. Fakat ‘elif’ tek başına bir harf ve ‘lâm’ bir harf ‘mîm’ de bir harftir.”
Bir yanıt yazın