Sual: 29. Söz’deki şu cümleyi izah eder misiniz?
“Bir şey zâtî olsa, onun zıddı o zâta ârız olamaz. Çünkü içtimaü’z-zıddeyn olur; o da muhâldir. İşte bu sırra binaen, madem kudret-i İlâhiye zâtiyedir ve Zât-ı Akdesin lâzım-ı zarurîsidir. Elbette, o kudretin zıddı olan acz, o Zât-ı Kadîre ârız olması mümkün olmaz.”
Cevap:
Bu paragrafta anlatılmak istenen esas mevzu, Allahu Teâlâ Hazretleri’nin zatında acizliğin hiçbir mertebesinin bulunamayacağıdır. Bunu isbat için mantığın temel bir kaidesine dayanılmıştır. O da iki zıttın bir arada bulunması imkânsızdır manasına gelen “cem-i zıddeyn muhaldir” kaidesidir.
Önce bu kaideyi anlamaya çalışalım. Mesela bir oda aynı zamanda hem çok sıcak hem çok soğuk olabilir mi? Ya da bir insan hem dünyanın en iyi, hem de en kötü insanı olabilir mi? Veya bir ev hem aydınlık, hem karanlık olur mu? Elbette olamaz…
İşte böyle birbirine tamamen zıt iki sıfatın bir şey üstünde bulunması aklen imkânsızdır. Çünkü zaten birinin varlığı diğerinin yokluğu anlamına gelmektedir. Mesela burası aydınlık demek, aynı zamanda karanlık değil demektir.
Aynen bunun gibi, Rabbimizin ezeli sıfatlarından biri de kudret sıfatıdır. Yani gücü ve iktidarı olan demektir. Öyleyse güçsüzlük ve iktidarsızlık manasına gelen acizlik sıfatı onda bulunmaz. Acizlik yoksa onun kudreti her şeyin üstesinden gelebilir demektir.
Burada şöyle bir sual akla geliyor. Neden insanda hem kudret, hem acizlik bir arada bulunabiliyor? Bu da iki zıttın bir araya gelmesi değil mi?
Buna hayır değil diyoruz. Çünkü insanda acizlik hakiki bir sıfat olarak bulunurken, kudret sıfatı vehmî olarak bulunur. Kendine ait hakiki bir kudreti yoktur. Allah’ın onun üzerinde tecelli eden kudretini kendi kudreti olarak vehm eder.
ADEM ŞERR-İ MAHZ, VE VUCUD HAYR-I MAHZ
Sual: 13. Lem’a’nın 4. işaretinde; “adem şerr-i mahz, ve vucud hayr-ı mahz” olduğu ifade ediliyor. Bunun ne demek olduğunu izah eder misiniz? Bir de risâlenin konusu olan şeytanla nasıl bağlantı kurabiliriz?
Cevap:
Vücut yani varlık, katıksız olarak hayırdır. Çünkü Allah’ın varlığının onun yarattığı varlık aynalarında tecelli etmesidir. Onun varlığı isim, ve sıfatları sonsuz bir hayır ve güzellik olduğuna göre, onun yarattığı varlık aynası da katıksız hayırdır.
Fakat bu bir yaratılmışın sadece var olma sıfatı ile alakalıdır. Varlık üzerine bina edilen başka küfür gibi bazı sıfatları da vardır ki bunlar şerdir. Mesela bir kâfirin, kâfir de olsa varlık sıfatı, aslen hayırdır ki Allahu teala, o vücudu korur ve yokluğa göndermez. Lakin şer olan küfür sıfatının cezası olarak ebedi cehenneme atar.
Varlığın tam tersi olan adem yani yokluk ise, tam bir şer olur. Çünkü yokluk, hayır olan o vücutların olmaması manasına gelir. Hayrın olmaması ise elbette şerdir.
Bu konunun şeytanla münasebeti ise tevhid noktasından önemlidir. Çünkü tevhid bize her şeyi yaratanın Allah olduğunu söyler. Şeytanların bütün yaptığı işler şer olduğundan ve şerlerin de esas itibarıyla vücutları olmadığından şer işlemekle bir şey yaratmış olmuyorlar. Bu da bütün varlıkların Allah tarafından yaratıldığı ve ondan gelen her şeyin hayır olduğu hakikatine ters düşmemiş oluyor.
Bir yanıt yazın