-Râvinin adâleti ile alâkalı cerh sebepleri nelerdir?
a.Kizbu’r râvi: Râvinin hadis rivâyetinde yalancılığıdır. Yâni Hz. Peygamber’in söylemediğini söylemiş, yapmadığını yapmış gibi rivâyet etmesi. Böyle bir kusurun tespit edilmiş olması halinde râviye asla itibar edilmez.
b.İttihamu’-râvi bi’l kizb: Râvinin yalancılıkla itham edilmiş olması. Râvinin hadis rivâyetinde yalanı tespit edilmemesi de olsa günlük hayatta yalan söylediği biliniyorsa rivâyette de yalan söyleyebilir diye rivâyetine itibar edilmez.
c.Fısku’r-râvi: Râvinin günahkârlığı. İslâm emir ve yasaklarından herhangi birine uymayana fâsık denir. Böyle bir râvi rivâyeti münker olarak değerlendirilir.
d.Cehaletu’r-râvi: Râvinin tanınmaması, râvinin ya zabtının veya halinin bilinmemesi demektir. Böyle bir râvinin rivâyeti mübhem adını alır. Kendisi mecbur diye cerh edilir.
e.Bid’atu’r-râvi: Râvinin eh-i bid’at’tan olması. Böylesi râvilerin –bid’at propagandacısı olmamak kaydıyla-rivâyetlerinin kabul edeceği görüşü ağırlıktır.
– Hasen hadis sahih hadis derecesine nasıl ulaşır?
A- Hasen lizatihi mutabı (lafzı benzer bir başka hadis) tarafından takviye edilirse, sahih liğayrihi derecesine çıkar.
B-Hasen li ğayrihi ise yalancılıkla itham edilmemiş ve çok hata yapacak kadar dalgın olmayan ve fakat ehliyeti açıkça anlaşılmayan (mestur) bir râvisi bulunan hadis lafız veya mânâ yönünden başka rivâyetle desteklenirse bu hasen li ğayrihi adını alır.
Hasen li ğayrihi zayıf hadise çok yakındır. Fark kendisini destekleyen bir veya birkaç rivâyetin bulunmuş olmasıdır.
– Zayıf hadis ne demektir?
Sahih ve hasen hadis şartlarını taşımayan hadistir. Makbul (sahih-hasen) şartlarından herhangi biri noksan olursa hadis zayıf hadistir. Bu şartlardan birden fazlası noksan olursa zayıflık daha şiddetli olur. Böylece zayıf hadisin dereceleri de farlılık arz eder. Bu sebeptendir ki zayıf hadisin çeşitleri 49’dan 510’a kadar değişen rakamlarla ifade edilmiştir. Ancak bunların çoğu nazaridir.
– Zayıf hadisle amel edilebilir mi?
Zayıf hadis ile amel meselesinde üç ayrı görüş vardır:
– Zayıf hadisle asla amel olunmaz
– Zayıf hadisle her konuda mutlak olarak amel olunur
– Amellerin faziletleri konusunda özel şartlarına bağlı olarak amel olunur.
Bu üç görüşte söz konusu olan şartları da İbn Hacer şöyle belirtmektedir:
– Yalancı birinin yalnız başına rivâyet etmiş olması gibi şiddetli bir zayıflık taşımamalı
– Kendisiyle amel olunan umumi ve asli bir hükmün ihatası altına girmeli
– Amel edilirken o hadisin sabit olduğuna inanılmamalı, aksine ihtiyaten amel edildiği bilinmelidir.
Toptan ret taraftarı olmayanlar ise daha mûtedil ve daha ilmi bir yol tutmuş gibidirler. Bu görüştekilerin düşünceleri şöyle özetlenebilir:
– Irâki terğib-terhib kıssalar ve faziletler gibi ahkâm ve akâid konuları dışında kalan Mevzûlarda uydurma olmayan haberlerin, zayıflılığına işaret edilmeden bile nakledilebileceği kanaatinde olanlardan bahsetmekte ancak ahkâm-ı şeriyye ve akâid gibi konularda kimsenin böyle bir hoşgörüye sahip bulunmadığını belirtmektedir.
– Nevevî, hadis uleması fakihler ve daha başkalarının fazilet terğib-terhib gibi konularda zayıf hadisler uydurma olmamak şartıyla amel etmek müstahabtır ancak helal-haram alış-veriş nikâh-talak vb. ahkâmda sadece sahih ve hasen hadisle amel olunur görüşünde oldukları belirtmektedir.
İbnu’l Humam zayıf hadisle müstehablık sabit olur görüşündedir. Sehavi’de şartlar dâhilinde faziletler hakkında zayıf hadisle amel edileceği konusunda cumhurun ittifakının bulunduğu görüşündedir.
Ahmet b. Hanbel ve Ebu Davut es-Sicistâni’ye izafe edilen bir görüşe göre de başka hadis bulunmadığı takdirde ahkâma ait meselelerde zayıf hadisle amel edilir.
– Zayıf hadis hasen hadis derecesine nasıl ulaşır?
Zayıf bir hadis başka tariklerden de rivâyet edilmişse ve bu öteki tarik tek de olsa bunlar berâberce hasen derecesine yükselir ve kendisiyle ihticac edilebilir.
– Zayıf hadisler neye göre taksim edilirler?
Hadiste zayıflık genelde iki sebepten kaynaklanır:
1- Senedde inkıta’(kopukluk) bulunması
2- Râvide cerhi gerektiren bir hâlin bulunması.
36- Senetteki inkita’ sebebi ile zayıf kabul edilen hadisler hangileridir?
Senetteki ınkıta’ sebebi ile zayıf kabul edilen hadisler
1. Mürsel 2. Munkatı’ 3. Mu’dal 4. Muallâk 5. Müdelles
– Mürsel hadis ne demektir?
Tabii’nin, sahâbeyi anlayarak Hz. Peygambere izâfe ettiği hadistir.
– Munkatı’ hadis ne demektir?
Herhangi bir yerde senedinde kopukluk olan hadistir. – Mu’dal hadis ne demektir?
Senedinde peş peşe iki veya daha fazla râvinin düştüğü hadistir.
– Muallâk hadis ne demektir?
Senedinin baş tarafından bir veya bir kaç râvi ya da müntehâsına kadar senedin bütünüyle hazf olunduğu hadistir.
-Müdelles hadis ne demektir?
Tedlis; senede dâhil bir râvinin ismini atlayarak, orada böyle biri yokmuş izlenimini verecek şekilde senedi sevk etmek demektir.(Tedlis,lüğatte de malın ayıbını müşteriden gizlemektir).Tedlis ile rivâyet edilen hadisede müdelles denir.
-Râvinin vasıflarıyla alakalı olarak zayıf kabul edilen hadisler hangileridir?
1. Mevzû
2. Metruk
3. Münker
4. Muallel
5. Müdrec
6. Maklûp
7. Muztarıp
8. Şâz
9. Musahhaf
10. Muharref
-Mevzû hadis ne demektir?
Hz. Peygamber adına uydurulmuş (kizb) ile cerh edilmiş râvinin rivâyetine denir. Bu, aslında hadis değildir. Ona, hadis diye uydurulmuş söz demek daha doğrudur. Buna hadis denmesi, onu uyduranların zannı ve iddiâsına göredir
– Metruk hadis ne demektir?
Yalancılıkla itham edilmiş bir râvini rivâyetinde yalnız kaldığı (teferrüt ettiği) hadise metruk veya matruh denir.
-Muallel hadis ne demektir?
Görüntüde sahih olmakla berâber, bu sıhhatı yok edebilecek gizli bir illet taşıyan hadislere muallel ya da ma’lûl denir.
-Müdrec hadis ne demektir?
Bir şeyi bir şeye sokmak, ilave etmek mânâsında kullanılır. Istılahta hadisin aslında bulunmayan bazı kelime ve ibareleri hadise dâhil etmek mânâsına gelir. Bu durumda müdrec hadis, metin veya senedine, aslında olmayan, ziyâdeler ilâve edilmiş hadis diye tarif edilebilir.
-Maklub hadis ne demektir?
Hadîs ravîlerinin isimlerinde, isnatlarda ve metinlerde bazı kelime ve ibârelerin değiştirilerek rivâyet edilen hadislere maklub hadis denir
-Muztarib hadis ne demektir?
Birden çok rivâyeti bulunduğu halde rivâyetlerinin birini diğerine tercih edecek sebep bulunmayan hadislere muztarib hadis denir.
-Şaz hadis ne demektir?
Bir şeyle cemaatten ayrılıp tek kalan, istisnâ teşkil eden kimse veya şey mânâsına gelen şaz kelimesi, hadis ıstılahında, güvenilir bir râvinin, cemaatin rivâyetine muhalif olarak rivayet ettiği ve bu rivayeti ile tek kaldığı hadis için kullanılmış bir tabirdir.
-Musahhaf hadis ne demektir?
Sika râvilere muhâlefetin bir çeşidi de kelimenin yazılışı (hattı) bozulmaksızın nokta veya harekelerinin değiştirilmesi ve böylece başka bir kelime haline getirilmesidir. Bu tür değişiklik çoğunlukla metinde bazen da seneddeki isimlerde görülür. Kelimesi nokta değişikliğine uğramış hadise Musahhaf hadis denir.
-Muharref hadis ne demektir?
Kelimesi hareke değişikliğine uğramış hadise muharref hadis denir.
Musahhaf hadis ne demektir?
Sika râvilere muhâlefetin bir çeşidi de kelimenin yazılışı (hattı) bozulmaksızın nokta veya harekelerinin değiştirilmesi ve böylece başka bir kelime haline getirilmesidir. Bu tür değişiklik çoğunlukla metinde bazen da seneddeki isimlerde görülür. Kelimesi nokta değişikliğine uğramış hadise Musahhaf hadis denir.
– Muharref hadis ne demektir?
Kelimesi hareke değişikliğine uğramış hadise muharref hadis denir.
– Hadislerin tedvininden ne anlayacağız?
Tedvin, lügatte cemetmek, toplamak mânâsına gelir. Yazılı sahifeleri bir araya getirerek iki kapak arasında bir kitap yapmak, bu mânâda tedvinin tam karşılığıdır. Sahifelerin, kitabı vücuda getiren yahut başka bir ifade ile tedvini yapan kimse tarafından yazılmış olması şart değildir. Bununla berâber, o, kendi yazdığı sahifelerle bir kitap vücuda getirilebileceği gibi, başkaları tarafından yazılmış sahifeleride toplayabilir, yâni tedvin yapabilir.
Tedvin başka bir mânâ ile muhtelif sahabeler tarafından yazılmış olan yahut yazılmasa bile hafızalarda tutulan hadisleri toplayarak bir kitap haline getirmek mânâsınadır.
-Hadislerin tasnifi ne demektir?
Tasnif tabiri vardır ki, diğerlerinden daha farklı bir mânâya sahiptir. Eğer hadisleri tedvin eden kimse (müdevvin), kitabını meydana getirirken, içine aldığı hadisleri konularına göre sınıflandırır ve meselâ salâtla ilgili hadisleri bir bölümde, zekâtla ilgili hadisleri de ayrı bir bölümde zikrederse, musannaf denilen bir eser vücuda getirilmiş olur ki, onun yapmış olduğu bu iş, hadisleri konulara göre tasnif etmekten ibarettir. Hadis tarihinde tasnifte de tedvinden sonra başlamıştır.
– Hadis eserlerine verilen isimler nelerdir?
Sahife, cûz, erbeûn, müsned, mu’cem, etraf, bölümü alfâbetik, metni alfâbetik
– Müsned ne demektir?
Aslında daha sonraki dönemlerde yaygınlaşacak olan alfabetik sistemin ilk örneği olan bu sistemde sahabeler Müslüman olmaktaki önceliklerine Hz. Peygambere yakınlık derecelerine ya da kabilelerine göre harf sırasına konulur ve onlardan gelen hadisler konularına bakılmaksızın o ismin altında derc edilir. Böylece meydana gelen eserlere tür adı olarak müsned denir. Bu sistemde meydana getirilen eserlere de müsned denir. Bunların bugün elimizde olan ilk örneği 281 sahabenin 2767 hadisin ihtiva eden Ebu Davut et-Tayalisi (v. 241/855)’in 10 bin kadar mükerreriyle birlikte 40 bine yakın hadis ihtiva eden Müsned’dir. Bugün müsned denince Ahmed b. Hanbel’in eseri akla gelir.
– Sünen ne demektir?
Fıkıh bablarına göre tasnîf edilmiş ahkam hadislerini ihtiva eden ve Sünen denilen kitapların ikinci asrın başlarından itibaren telîf edilmeye başlandığını daha önce zikretmiştik.. Bu çeşit kitapların tasnîfî üçüncü asırda da devam etmiş ve bu asrın ikinci yarısında hadis tarihinin en meşhur Sünenleri ortaya çıkmıştır.Altı sahih hadis kitabı (Kütüb-i Sitte) içinde yer alan ve yirminin üzerinde telif edilen Sünenler arasından seçilen dört Sünen (Sünen-i Erbaa), bu asrın en önemli eserleridir.
-Süneni Erbaadan kasıt nedir?
Bunlar, sırası ile En-Nesâ’î’nin Sünen’i, Ebû Dâvût’un Sünen’i, et-Tirmizi ve İbn Mâce’nin Sünen’leridir.
-Musannaf ne demektir?
İkinci asırda ortaya çıkan ve musannaf denilen bazı hadis kitapları vardır ki, bunlar, sünen denilen hadis kitaplarından ayrı bir özellik taşımazlar. Muhtemelen bu eserlerde ve fıkıh ahkamına müteallık hadisler tasnife tabi tutuldukları için yapılan işe dalalet etmek üzere, musannaf tabiri kullanılmıştır. Bununla berâber, şuna da işaret edebiliriz ki, musannaflar, Câmî denilen eserler gibi her konudaki hadisleri ihtiva etmeseler bile, sünenlerden farklı olarak, câmî’lerde yer alan konulardan bazılarıyla ilgili hadislere de yer vermişlerdir. Bu bakımdan Musannafları, ihtiva ettikleri konular yönünden ile Câmî’ler arasında mütalaa etmek mümkündür.
İkinci asırda Musannaf denilen eserleriyle şöhret kazanmış imamlar, Hammat İbn Seleme (ö.167), Veki İbnu’l Cerrah’dır (Ö.197). Ancak İbnu’n-Nedim, Fihristinde (s.133), ve her iki Musannaf’ı da Kitabu’s-Sünen adı altında zikretmiştir ki, bu, bizim Sünenler ile Musannaflar arasında büyük bir fark bulunmadığına dair biraz önce işaret ettiğimiz görüşü doğrular.
-Câmi ne demektir?
İkinci asırda tasnif edilen bazı hadis kitaplarına da Câmî adı verilmiştir. Câmîler de Sünenler gibi ibadat, muamelat ve ukûbâta ait bâblara göre tasnif edilmiş hâdisleri ihtiva ederler; ancak Câmîlerin ihtiva ettikleri hâdisler, sadece bu konularla ilgili hâdislerden ibaret değildir. Bunlara ilaveten, Câmîlerde, çok daha değişik konulardaki hâdislere de yer verilmiştir. Meselâ Câmîlerde bulunan Kur’ân-ı Ker3im’in faziletleri, tefsiri, yaratılışın başlangıcı, geçmiş peygamberler, menakıb, Hz.Peygamberin sîreti ve mağâzîsi, halîfeleri ve ashabının faziletleri iman, tevhîd ve bunun gibi diğer bazı konulara ait hadislere Sünenlerde rastlamaz. Bu bakımdan Câmîler, ismin de delalet ettiği gibi akla gelebilecek her konudaki müşkilin halli için başvurulabilecek mufassal hadis koleksiyonları sayılır.
-Müstedrek ne demektir?
Müstedrek ve müstahraç adını alan eserler hangi hadis kitabı üzerine yapılmışlarsa onun özelliğini taşıyan tamamlayıcı eserlerdir.
-Mustahrec ne demektir?
Kelime olarak çıkarmak mânâsına istihracdan ism-i mefuldür. Hadis ıstılahı olarak bir çeşit hadis kitabına denir. Tarifi şöyle yapılmıştır. Bir musannif, kendinden önce tasnif edilmiş herhangi bir hadis kitabın da bulunan hadisleri, şeyhinde veya daha yukarı şeyhlerden biriyle buluştuğu, kitap sahibinin tarikından ayrı kendi isnadı ile rivâyet ederek meydana getirdiği hadis kitabına denir.
(tedrib. 1/112). Söz gelimi bir hadis âlimi, Buhari’nin sahihini ele alarak içindeki bütün hadisleri onun isnadından başka ayrı bir kitapta toplarsa bu yeni kitaba mustahrec adı verilir.
-Sahife’den kasıt nedir?
Hz.Peygamber’in hayatında bazı sahabeler tarafından, Hz.Peygamber bizzat duydukları hadisleri yazmalarıyla veya Tabiun tabakasından bazı râvilerce sahabelerden öğrendikleri hadisleri yazdıkları notlarla oluşturulan ve o haliyle daha sonrakilere intikal eden küçük hacimli vesikalara ‘‘sahife’’ denilmektedir. Sahifelere Kur’ân âyetlerinden sonra İslâm kültürünün ilk yazılı vesikaları gözüyle de bakabilir. Bunların en meşhuru Abdullah b. Amr. b. el-As’ın (93/712), Hz.Peygamber’den bizzat duyduğu hadisleri yazıp bir araya getirdiği “es-Sahafetu’s-Sadıka’’sıdır. Hemmam b. Münebbih’in (101/719), Ebu Hureyre’den duyup yazdığı 138 hadisten oluşan ‘’es-Sahifetu’s-Sahiha’’veya ‘’Hemmam b. Münebbih’in Hadis Sahifesi de sahifelerin günümüze ulaşılabilmiş yegane örneğidir.
Kitaplık çaptaki rivâyet mahsüllerinin tasnif edildiği dönem ve daha sonraki asırlarda Sahifeler’e bir daha rastlanılmamıştır.
-Kütüb-i Sitte’den kasıt nedir?
“Kütüb” Arapça da kitaplar demektir.”sitte” kelimesi de altı olunca, Kûtüb-i Sitte altı kitaplar mânâsına gelmektedir. Tasnif devrinin en mühim teliflerini teşkil eder. Bunlar Buhârî ve Müslim’in Câmî leri ile Ebu Dâvût, Tirmizî, Nesâi ve İbnu Mace’nin Sünenleridir
Bir yanıt yazın